# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | اِنَّ عِبَاد۪ي لَيْسَ لَكَ عَلَيْهِمْ سُلْطَانٌۜ وَكَفٰى بِرَبِّكَ وَك۪يلًا | |
Türkçe Okunuşu * | İnne ‘ibâdî leyse leke ‘aleyhim sultân(un)(c) vekefâ birabbike vekîlâ(n) | |
1. | Ömer Çelik Meali | “Elbette benim ihlaslı kullarım üzerinde senin hiçbir hâkimiyetin ve zorlayıcı gücün yoktur. Onların koruyucusu ve işlerine vekîl olarak Rabbin yeter!” |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Şurası muhakkak ki, benim (ihlâslı) kullarım üzerinde senin hiçbir ağırlığın olmayacaktır. (Onları) koruyucu olarak Rabbin yeter. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Doğrusu Benim mümin kullarım üzerinde senin bir hakimiyetin olamaz. Rabbin vekil olarak yeter." |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | “Şüphesiz, (gerçek) kullarım üzerinde senin hiçbir hâkimiyetin olmayacaktır. Vekil olarak Rabbin yeter!” |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Doğrusu benim (ihlaslı) kullarım üzerinde senin hiçbir hakimiyetin yoktur. Vekil olarak Rabbin yeter. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Doğrusu o benim kullarım yok mu! Senin onlar üzerine hiç bir saltanatın yoktur, vekîl ise rabbın yeter |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | «Benim gerçek kullarım (var ya.) Senin onlar üzerinde hiç bir haakimiyyetin yokdur. (Onlara) vekîl olarak Rabbin yeter». |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | “Şübhesiz ki kullarımın üzerinde senin için bir hâkimiyet yoktur. (Onlara) Vekîl olarak ise Rabbin yeter!” |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Doğrusu, benim o gerçek kullarım var ya! Senin (ey İblis) onlar üzerine hiç bir hâkimiyetin yoktur. Rabbin ise, vekil olarak yeter. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | «Şüphesiz benim kullarım var ya, senin için onların üzerinde bir hakimiyet yoktur. Vekil olarak da Rabbin kâfidir.» |
11. | Ümit Şimşek Meali | “Benim kullarım üzerinde ise senin hiçbir gücün yoktur. Vekil olarak Rabbin onlara yeter.” |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | "As for My servants, no authority shalt thou have over them:" Enough is thy Lord for a Disposer of affairs. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. İsrâ Sûresi 65. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Zilzâl Sûresi, Medine döneminde inmiştir. Sûre, 8 âyettir. Zilzâl, sarsıntı, deprem demektir. ZİLZAL SURESİ ARAPÇA Zilzal Suresi Arapça Yazılışı ...
Zilzâl sûresi Medine’de nâzil olmuştur. Ancak üslûp bakımından Mekkî sûrelere benzer. Zira bu sûrede de, diğer Mekkî sûreler gibi, kıyâmet günü meydan ...
Tekâsür sûresi, Mekke döneminde inmiştir. Sûre, 8 âyettir. Tekâsür, “mal, mülk ve çoluk çocuğun çokluğuyla övünmek” demektir. TEKASÜR SURESİ ARAPÇA ...
Beyyine sûresi, Medine döneminde inmiştir. Sûre, 8 âyettir. Beyyine, apaçık delil demektir. BEYYİNE SURESİ ARAPÇA Beyyine Suresi Arapça Yazılışı ...
Da‘vet kelimesi Arapça’da masdar olup sözlükte “çağırmak, seslenmek, adlandırmak, dua veya beddua etmek, ziyafete çağırmak, propaganda yapmak” gibi an ...
Bakara suresinin 98. ayetinde buyrulur: مَنْ كَانَ عَدُوًّا لِلّٰهِ وَمَلٰٓئِكَتِه۪ وَرُسُلِه۪ وَجِبْر۪يلَ وَم۪يكَالَ فَاِنَّ اللّٰهَ عَدُوٌّ لِلْكَ ...