# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | اَلَّذ۪ينَ كَذَّبُوا بِالْكِتَابِ وَبِمَٓا اَرْسَلْنَا بِه۪ رُسُلَنَا۠ۛ فَسَوْفَ يَعْلَمُونَۙ | |
Türkçe Okunuşu * | Elleżîne keżżebû bilkitâbi vebimâ erselnâ bihi rusulenâ(s) fesevfe ya’lemûn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Onlar kitabı ve peygamberlerimizle gönderdiğimiz bütün gerçekleri yalanlıyorlar. Yakında gerçeği bilecekler! |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Onlar, Kitab'ı ve peygamberlerimize gönderdiklerimizi yalanlayanlardır. Onlar yakında (gerçeği) anlayacaklar! |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Kitap'ı ve peygamberlerimize gönderdiklerimizi yalanlayanlar elbette bileceklerdir. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Onlar, kitabı (Kur’an’ı) ve elçilerimize gönderdiklerimizi yalanlayanlardır. Onlar bilecekler. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Kitaba ve Resullerimizi gönderdiğimiz şeylere yalan diyenler, artık ilerde bilecekler. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Kitaba ve Resullerimizi gönderdiğimiz şeylere yalan diyenler artık ileride bilecekler |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Onlar, kitabı ve peygamberlerimizle gönderdiğimiz şeyleri tekzîb edenlerdir. Artık bilecekler, |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Kitâb'ı (Kur'ân'ı) ve peygamberlerimizle gönderdiğimiz şeyleri yalanlayanlar, (neyi yalanlamakta olduklarını) artık ileride bileceklerdir. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Kur'an'ı ve peygamberlerimizle gönderdiğimiz diğer kitapları inkâr edenler, (yakında, kıyamette kendilerine ne yapılacağını) bilecekler. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | O kimseler ki, kitabı ile kendisiyle peygamberlerimizi göndermiş olduğumuz şeyi tekzîp ettiler, artık yakında bileceklerdir. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Onlar kitabı ve elçilerimizle gönderdiklerimizi yalanlayanlardır. Yakında öğrenecekler. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Those who reject the Book and the (revelations) with which We sent our messengers: but soon shall they know,- |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Mü'min Sûresi 70. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...
Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...
En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...
En‘âm suresinin 59. ayetinde buyrulur: وَعِنْدَهُ مَفَاتِحُ الْغَيْبِ لَا يَعْلَمُهَٓا اِلَّا هُوَۜ وَيَعْلَمُ مَا فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِۜ وَمَا ت ...