# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | هُوَ الَّذ۪ي يُحْي۪ وَيُم۪يتُۚ فَاِذَا قَضٰٓى اَمْرًا فَاِنَّمَا يَقُولُ لَهُ كُنْ فَيَكُونُ۟ | |
Türkçe Okunuşu * | Huve-lleżî yuhyî veyumît(u)(s) fe-iżâ kadâ emran fe-innemâ yekûlu lehu kun feyekûn(u) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Hayat veren de, öldüren de O’dur. O bir işin olmasına hükmettiğinde, ona sadece “Ol!” der, o da hemen oluverir. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | O, hem dirilten hem de öldürendir. O, herhangi bir işin olmasını dilediği zaman yalnız «Ol!» der, o da oluverir. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Dirilten, öldüren O'dur. Bir şeye karar verirse "Ol" der, o da oluverir. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | O, yaşatan ve öldürendir. Bir şeye karar verdiğinde, ona sadece “ol” der, o da oluverir. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | O, hem yaşatır, hem öldürür. O, bir şey yapmak isteyince ona sadece "ol!" der, o şey de hemen oluverir. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | O odur ki hem diriltir, hem öldürür, hasılı o bir emri istediği vakıt ona sâde «ol!» der oluverir |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | O, hem dirilten, hem öldürendir. (Öyle ki) O, her hangi bir iştin olmasını) dilediği zaman yalınız «Ol» der, o da oluverir.. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | O, hayatı veren ve öldürendir. Öyle ki bir işe hükmettiği zaman, artık ona sâdece: “Ol!” der; (o da) hemen oluverir! |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Dirilten de, öldüren de O'dur. O, bir işi (yaratmak) istediği vakit sade “Ol” der, oluverir. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | O, o (Hâlık-i Hakîm)dir ki, diriltir ve öldürür, velhasıl O bir şeyi irâde edince ona ancak «Ol!» der, o da hemen oluverir. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Dirilten de, öldüren de Odur. O bir işin olmasına hükmettiğinde sadece “Ol” der; o da oluverir. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | It is He Who gives Life and Death; and when He decides upon an affair, He says to it, "Be", and it is. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Mü'min Sûresi 68. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Müminûn suresinin 84. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 84. Ayet Arapça: قُلْ لِمَنِ الْاَرْضُ وَمَنْ ف۪يهَٓا اِنْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَ Müm ...
Teğâbün sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 18 âyettir. İsmini, 9. âyette geçen ve “aldanma, aldatma, kar-zarar” mânasına gelen اَلتَّغَابُنُ (teğâbün) k ...
Müminûn suresinin 62. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 62. Ayet Arapça: ِ وَلَا نُكَلِّفُ نَفْسًا اِلَّا وُسْعَهَا وَلَدَيْنَا كِتَابٌ يَنْطِ ...
Müminûn suresinin 53. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 53. Ayet Arapça: ِ فَتَقَطَّعُٓوا اَمْرَهُمْ بَيْنَهُمْ زُبُرًاۜ كُلُّ حِزْبٍ بِمَا لَ ...
Yâsîn sûresi, Mekke’de nâzil olmuştur. 83 âyettir. İsmini birinci âyette geçen يٰسٓ (Yâsîn) kelimesinden alır. Resmî sıralamada 36, iniş sırasına gör ...
Müminûn suresinin 29. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 29. Ayet Arapça: ِ وَقُلْ رَبِّ اَنْزِلْن۪ي مُنْزَلًا مُبَارَكًا وَاَنْتَ خَيْرُ الْمُ ...