# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | مِثْلَ دَأْبِ قَوْمِ نُوحٍ وَعَادٍ وَثَمُودَ وَالَّذ۪ينَ مِنْ بَعْدِهِمْۜ وَمَا اللّٰهُ يُر۪يدُ ظُلْمًا لِلْعِبَادِ | |
Türkçe Okunuşu * | Miśle de/bi kavmi nûhin ve ’âdin ve śemûde velleżîne min ba’dihim(c) vema(A)llâhu yurîdu zulmen lil’ibâd(i) | |
1. | Ömer Çelik Meali | “Tıpkı Nûh kavminin, Âd ve Semûd halklarının ve ondan sonraki toplumların başlarına gelen korkunç felâketlerin benzeri bir felâkete... Yoksa Allah kullarına asla zulmetmek istemez.” |
2. | Diyanet Vakfı Meali | 30, 31. İman etmiş olan dedi ki: «Ey kavmim! Doğrusu ben sizin için, Nuh kavminin, Âd, Semûd ve onlardan sonra gelenlerin durumu gibi, (peygamberleri yalanlayan) toplulukların başlarına gelen bir âkıbetten korkuyorum. Allah, kullarına bir zulüm dileyecek değildir.» |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | 30,31. İnanmış olan adam dedi ki: "Ey milletim! Doğrusu ben sizin için, Nuh milletinin, Ad, Semud ve onlardan sonra gelenlerin durumu gibi, peygamberleri yalanlayan toplulukların uğradıkları bir günün benzerinden korkuyorum. Allah kullara zulüm dilemez." |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | 30,31. İman etmiş olan adam dedi ki: “Ey kavmim! Şüphesiz ben, Nûh kavmi, Âd kavmi, Semûd kavmi ve onlardan sonra gelen toplulukların başına gelen olayların sizin de başınıza gelmesinden korkuyorum. Allah, kullarına asla zulmetmek istemez.” |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | "Nuh Kavmi'nin, Âd'ın, Semud'un ve daha sonrakilerin maceraları gibi (bir günün geleceğinden korkuyorum). Allah, kulları için bir zulüm istemez." |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Nuh kavmının Âdın, Semûdun ve daha sonrakilerin mâcerâları gibi ki Allah kullarına bir zulm istemez |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | 30,31. Mü'min olan (o zât) dedi ki: «Ey kavmim, hakıykat ben o sürüsürü fırkaların gününe misâl (vermeniz) den, Nuuh kavminin, Aad'in, Semûdun ve daha sonrakilerin haali gibi (bir mâcerâye sapıb felâkete uğramanızdan) korkuyorum. (Yoksa) Allah kullarına bir zulüm dileyecek değildir». |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | 30,31. Îmân etmiş olan (adam) dedi ki: “Ey kavmim! Doğrusu ben sizin üzerinize,(peygamberlerini yalanlayan) o toplulukların (uğradıkları o dehşetli azab) gününün benzerinden; Nûh kavminin, Âd, Semûd ve onlardan sonrakilerin âdetlerinin (başlarına gelencezâların) benzerinden, korkuyorum. Hâlbuki Allah, kullar(ın)a zulmetmeyi murâd ediyor değildir.” |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Nûh kavminin, ad kavminin, Semûd kavminin ve daha sonrakilerin çektikleri azab gibi... (yoksa günahsızlara azab etmek suretiyle hiç bir zaman) Allah kullarına bir zulüm murad etmez. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | «Nûh, Âd ve Semûd kavminin ve onlardan sonrakilerin adeti mislinden (korkuyorum) ve Allah kulları için bir zulüm irâde buyurmaz.» |
11. | Ümit Şimşek Meali | “Tıpkı Nuh kavminin, Âd ve Semud'un ve daha sonrakilerin başlarına gelenler gibi. Yoksa Allah kulları için haksızlık murad etmez. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | "Something like the fate of the People of Noah, the ´Ad, and the Thamud, and those who came after them: but Allah never wishes injustice to his Servants. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Mü'min Sûresi 31. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...
Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...
En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...
En‘âm suresinin 59. ayetinde buyrulur: وَعِنْدَهُ مَفَاتِحُ الْغَيْبِ لَا يَعْلَمُهَٓا اِلَّا هُوَۜ وَيَعْلَمُ مَا فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِۜ وَمَا ت ...