# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | يَا قَوْمِ اِنَّمَا هٰذِهِ الْحَيٰوةُ الدُّنْيَا مَتَاعٌۘ وَاِنَّ الْاٰخِرَةَ هِيَ دَارُ الْقَرَارِ | |
Türkçe Okunuşu * | Yâ kavmi innemâ hâżihi-lhayâtu-ddunyâ metâ’un ve-inne-l-âḣirate hiye dâru-lkarâr(i) | |
1. | Ömer Çelik Meali | “Ey kavmim! Şu dünya hayatı, gelip geçici bir avuntudan ibarettir. Âhiret ise, asıl yerleşilecek ve ebediyen kalınacak yer orasıdır.” |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Ey kavmim! Şüphesiz bu dünya hayatı, geçici bir eğlencedir. Ama ahiret, gerçekten kalınacak yurttur. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | "Ey milletim! Şüphesiz bu dünya hayatı geçicidir, ama ahiret, doğrusu işte o, kalınacak yurttur." |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | “Ey kavmim! Şüphesiz bu dünya hayatı ancak (geçici) bir yararlanmadır. Ahiret ise ebedî olarak kalınacak yerdir.” |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | "Ey kavmim! Bu dünya hayatı ancak geçici bir menfaatten ibarettir. Ahiret ise durulacak karar yurdudur." |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Ey kavmım! Bu Dünya hayatı ancak (bir meta') bir kazançtan ıbarettir, Âhıret ise (Dârülkarar) durulacak yurddur |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | «Ey kavmim, bu dünyâ hayaatı ancak fânî bir eğlencedir. Âhiret ise O, asıl durulacak yurdun ta kendisidir». |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | “Ey kavmim! Bu dünya hayâtı ancak (geçici) bir menfaattir; doğrusu âhiret ise, asıl kalınacak yerdir.” |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Ey Kavmim! Bu dünya hayatı muvakkat bir faydalanmadan ibarettir. Ahiret ise, devamlı olarak durulacak yerdir. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | «Ey kavmim! Bu dünya hayatı bir meta'dan ibarettir ve ahiret ise şüphe yok ki, o bir ebedî karargâhtır.» |
11. | Ümit Şimşek Meali | “Ey kavmim, bu dünyanın safâsı pek kısa sürer. Âhiret ise, asıl kalınacak yerdir. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | "O my people! This life of the present is nothing but (temporary) convenience: It is the Hereafter that is the Home that will last. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Mü'min Sûresi 39. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Kur’an’da şöyle buyrulur: قَالُوا بَشَّرْنَاكَ بِالْحَقِّ فَلَا تَكُنْ مِنَ الْقَانِط۪ينَ قَالَ وَمَنْ يَقْنَطُ مِنْ رَحْمَةِ رَبِّه۪ٓ اِلَّا الضَّٓ ...
Gerçek saâdet, Kur’ânî hakîkatlerin cenneti içinde yaşayabilmektir. Her iki cihânın da bahtiyarlığı, Kur’ân’ın ihtişâmına bürünmekle mümkündür. Zira K ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: اِنَّ الْمُتَّق۪ينَ ف۪ي جَنَّاتٍ وَعُيُونٍۜ اُدْخُلُوهَا بِسَلَامٍ اٰمِن۪ينَ Takvâ sahipleri, mutlaka cennetlerde ve pın ...
Bizler için örnek şahsiyetler olan ashâb-ı kirâmın ve evliyâullâhın Kur’ân-ı Kerîm’e karşı hissettikleri büyük mes’ûliyet duygusu, onu ne derecede hay ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: وَاِنْ مِنْ شَيْءٍ اِلَّا عِنْدَنَا خَزَٓائِنُهُۘ وَمَا نُنَزِّلُهُٓ اِلَّا بِقَدَرٍ مَعْلُومٍ Her şeyin hazineleri sade ...
Kur’ân-ı Kerîm’i, her devirde milyonlarca hâfız ezberlemiştir. Müsteşriklerin dahî îtirâf ettikleri gibi[1] bu durum, yeryüzünde hiçbir kitaba nasîb o ...