# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَقَالَ الَّذ۪ينَ فِي النَّارِ لِخَزَنَةِ جَهَنَّمَ ادْعُوا رَبَّكُمْ يُخَفِّفْ عَنَّا يَوْمًا مِنَ الْعَذَابِ | |
Türkçe Okunuşu * | Ve kâle-lleżîne fî-nnâri liḣazeneti cehenneme-d’û rabbekum yuḣaffif ‘annâ yevmen mine-l’ażâb(i) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Bu sefer ateşte bulunanlar cehennem bekçilerine: “Ne olur, Rabbinize yalvarın da, bir günlüğüne olsun azabımızı hafifletsin!” diye feryat edecekler. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Ateşte bulunanlar cehennem bekçilerine: Rabbinize dua edin, bizden, bir gün olsun azabı hafifletsin! diyecekler. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Ateşte olanlar, cehennemin bekçilerine: "Rabbinize yalvarın da hiç değilse bir gün, azabımızı hafifletsin" derler. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Ateşte olanlar cehennem bekçilerine, “Rabbinize yalvarın da (hiç değilse) bir gün bizden azabı hafifletsin” derler. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Ateştekiler, cehennem bekçilerine derler ki: "Rabbinize dua edin de bir gün olsun bizden azabı biraz hafifletsin." |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Ve hep o ateştekiler Cehennem bekçilerine derler: rabbınıza duâ ediverin bir gün bizden azâbı biraz hafifletsin |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Ateşde bulunanlar cehennem bekçilerine: «Rabbinize düâ edin, bizden birgün olsun azâbı hafifletsin» dedi (ler - diyecekler). |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Artık ateşte olanlar Cehennemin bekçilerine der ki: “Rabbinize (bizim için) duâ edin,(hiç değilse) bir gün olsun, bizden azâbı hafifletsin!” |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Ateşte olanlar, cehennem bekçilerine diyecekler ki: “- Rabbinize dua edin (hiç olmazsa) bizden bir gün (müddetince) azabı hafifletsin.” |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve ateşte olanlar, cehennemin bekçilerine der ki: «Rabbinize dua edin, bizden bir gün azabı hafifletsin.» |
11. | Ümit Şimşek Meali | Ateştekiler Cehennem bekçilerine “Rabbinize dua edin de bir günlüğüne olsun azabımızı hafifletsin” derler. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Those in the Fire will say to the Keepers of Hell: "Pray to your Lord to lighten us the Penalty for a day (at least)!" |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Mü'min Sûresi 49. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Kur’an’da şöyle buyrulur: قَالُوا بَشَّرْنَاكَ بِالْحَقِّ فَلَا تَكُنْ مِنَ الْقَانِط۪ينَ قَالَ وَمَنْ يَقْنَطُ مِنْ رَحْمَةِ رَبِّه۪ٓ اِلَّا الضَّٓ ...
Gerçek saâdet, Kur’ânî hakîkatlerin cenneti içinde yaşayabilmektir. Her iki cihânın da bahtiyarlığı, Kur’ân’ın ihtişâmına bürünmekle mümkündür. Zira K ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: اِنَّ الْمُتَّق۪ينَ ف۪ي جَنَّاتٍ وَعُيُونٍۜ اُدْخُلُوهَا بِسَلَامٍ اٰمِن۪ينَ Takvâ sahipleri, mutlaka cennetlerde ve pın ...
Bizler için örnek şahsiyetler olan ashâb-ı kirâmın ve evliyâullâhın Kur’ân-ı Kerîm’e karşı hissettikleri büyük mes’ûliyet duygusu, onu ne derecede hay ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: وَاِنْ مِنْ شَيْءٍ اِلَّا عِنْدَنَا خَزَٓائِنُهُۘ وَمَا نُنَزِّلُهُٓ اِلَّا بِقَدَرٍ مَعْلُومٍ Her şeyin hazineleri sade ...
Kur’ân-ı Kerîm’i, her devirde milyonlarca hâfız ezberlemiştir. Müsteşriklerin dahî îtirâf ettikleri gibi[1] bu durum, yeryüzünde hiçbir kitaba nasîb o ...