# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | اَمْ لَهُمْ نَص۪يبٌ مِنَ الْمُلْكِ فَاِذًا لَا يُؤْتُونَ النَّاسَ نَق۪يرًاۙ | |
Türkçe Okunuşu * | Em lehum nasîbun mine-lmulki fe-iżen lâ yu/tûne-nnâse nakîrâ(n) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Yoksa onların Allah’ın mülk ve saltanatında bir payları mı var? Öyle olsa onlar insanlara çekirdeğin sırtındaki küçücük bir tomurcuğu bile vermezler. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Yoksa onların mülkten (hükümranlıktan) bir nasipleri mi var? Öyle olsaydı insanlara çekirdek filizi (kadar bir şey bile) vermezlerdi. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Yoksa onların hükümranlıktan bir payı mı var? O zaman insanlara bir çekirdek parçası bile vermezler. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Yoksa onların hükümranlıkta bir payı mı var? Öyle olsa, insanlara bir zerre bile vermezler. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Yoksa onların mülkten bir payı mı vardır. Eğer öyle olsaydı, insanlara bir çekirdeğin zerresini bile vermezlerdi. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Yoksa onlara mülkden bir hıssamı var? Öyle olsa nasa bir çekirdek bile vermezler |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Yoksa onların (yer yüzünün) mülk (-ü saltanatın) dan bir hissesi mi var? Fakat öyle olsaydı insanlara çekirdeğin arkasındaki minik bir tomurcuğu bile vermezlerdi. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Yoksa onların mülkten bir nasîbi mi var? Öyle olsaydı, insanlara bir çekirdeğin(arkasındaki küçücük) oyuğu (kadar bir şey) bile vermezlerdi! |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Yoksa, onların, mülkten (yeryüzü saltanatından) bir hissesi mi var? Öyle olsa, insanlara bir çekirdeğin zerresini bile vermezlerdi. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Yoksa onlar için mülkten bir nasip mi var? O halde onlar nâsa bir çekirdek bile vermezler. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Yoksa onların mülk ve egemenlikten bir hissesi mi var? Öyle olsaydı, insanlardan bir çekirdeği bile esirgerlerdi. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Have they a share in dominion or power? Behold, they give not a farthing to their fellow-men? |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Nisâ Sûresi 53. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Furkân sûresinin 6. âyetinde Allah Teâla şöyle buyuruyor: Furkân Suresi 6. Ayet Arapça: قُلْ اَنْزَلَهُ الَّذ۪ي يَعْلَمُ السِّرَّ فِي السَّمٰوَاتِ ...
Nûr sûresinin 64. âyetinde Allah Teâla şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 64. Ayet Arapça: اَلَٓا اِنَّ لِلّٰهِ مَا فِي السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِۜ قَدْ يَع ...
Nûr sûresinin 61. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 61. Ayet Arapça: فَاِذَا دَخَلْتُمْ بُيُوتًا فَسَلِّمُوا عَلٰٓى اَنْفُسِكُمْ تَحِيّ ...
Nûr sûresinin 56. âyetinde Allah Teâla şöyle buyurmaktadır: Nûr Suresi 56. Ayet Arapça: وَاَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاٰتُوا الزَّكٰوةَ وَاَط۪يعُوا الرّ ...
Nûr sûresinin 51. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 51. Ayet Arapça: اِنَّمَا كَانَ قَوْلَ الْمُؤْمِن۪ينَ اِذَا دُعُٓوا اِلَى اللّٰهِ و ...
Nûr sûresinin 41. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 41. Ayet Arapça: اَلَمْ تَرَ اَنَّ اللّٰهَ يُسَبِّحُ لَهُ مَنْ فِي السَّمٰوَاتِ وَا ...