# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | اُنْظُرْ كَيْفَ يَفْتَرُونَ عَلَى اللّٰهِ الْكَذِبَۜ وَكَفٰى بِه۪ٓ اِثْمًا مُب۪ينًا۟ | |
Türkçe Okunuşu * | Unzur keyfe yefterûne ‘ala(A)llâhi-lkeżib(e)(s) vekefâ bihi iśmen mubînâ(n) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Hele şunlara bak! Nasıl da Allah adına yalan uyduruyorlar! Apaçık bir günah olarak bu onlara yeter. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Bak, nasıl da Allah üzerine yalan uyduruyorlar; apaçık bir günah olarak bu (onlara) yeter! |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Allah'a nasıl yalan yere iftira ettiklerine bir bak. Bu, apaçık bir günah olarak yeter. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Bak, Allah’a karşı nasıl yalan uyduruyorlar. Apaçık bir günah olarak bu yeter. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Bak nasıl da Allah'a yalan uyduruyorlar. Apaçık bir günah olarak bu yeter. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Bak Allaha karşı nasıl yalan uyduruyorlar, açık günah da bu yeter |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Bak, Allaha karşı nasıl olmadık yalan düzüyorlar? Bu, apaçık bir günâh olmak bakımından, (onlara) yeter. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Bak, nasıl Allah'a karşı yalan uyduruyorlar! Hâlbuki apaçık bir günah olarak bu(onlara) yeter! |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Bak! Allah'a karşı nasıl yalan uyduruyorlar! Bu yanlış inançları, açık bir günah olarak (onlara) yeter. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Bak Allah Teâlâ'ya karşı nasıl yalan uyduruyorlar. Bu açık bir günah olmak için kâfidir. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Bir bak, nasıl da Allah adına yalan uyduruyorlar! Bu kadarı, apaçık bir günah olarak onlara yeter. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Behold! how they invent a lie against Allah. but that by itself is a manifest sin! |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Nisâ Sûresi 50. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Furkân sûresinin 6. âyetinde Allah Teâla şöyle buyuruyor: Furkân Suresi 6. Ayet Arapça: قُلْ اَنْزَلَهُ الَّذ۪ي يَعْلَمُ السِّرَّ فِي السَّمٰوَاتِ ...
Nûr sûresinin 64. âyetinde Allah Teâla şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 64. Ayet Arapça: اَلَٓا اِنَّ لِلّٰهِ مَا فِي السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِۜ قَدْ يَع ...
Nûr sûresinin 61. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 61. Ayet Arapça: فَاِذَا دَخَلْتُمْ بُيُوتًا فَسَلِّمُوا عَلٰٓى اَنْفُسِكُمْ تَحِيّ ...
Nûr sûresinin 56. âyetinde Allah Teâla şöyle buyurmaktadır: Nûr Suresi 56. Ayet Arapça: وَاَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاٰتُوا الزَّكٰوةَ وَاَط۪يعُوا الرّ ...
Nûr sûresinin 51. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 51. Ayet Arapça: اِنَّمَا كَانَ قَوْلَ الْمُؤْمِن۪ينَ اِذَا دُعُٓوا اِلَى اللّٰهِ و ...
Nûr sûresinin 41. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 41. Ayet Arapça: اَلَمْ تَرَ اَنَّ اللّٰهَ يُسَبِّحُ لَهُ مَنْ فِي السَّمٰوَاتِ وَا ...