# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَلِلّٰهِ مَا فِي السَّمٰوَاتِ وَمَا فِي الْاَرْضِۜ وَكَفٰى بِاللّٰهِ وَك۪يلًا | |
Türkçe Okunuşu * | Veli(A)llâhi mâ fî-ssemâvâti vemâ fî-l-ard(i)(c) vekefâ bi(A)llâhi vekîlâ(n) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Evet, göklerde ne var, yerde varsa hepsi Allah’ındır. Vekîl olarak Allah yeter. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Göklerde ve yerde olanlar Allah'ındır. Vekil olarak Allah yeter. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Göklerde ve yerde olanlar Allah'ındır. Vekil olarak Allah yeter. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Göklerdeki her şey, yerdeki her şey Allah’ındır. Vekil olarak Allah yeter. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah'ındır. Vekil olarak Allah yeter. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Allahındır bütün göklerdeki, yerdeki; dayanılacak (vekil) de Allah yeter |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Göklerde ne var, yerde ne varsa hepsi Allahındır. (Güvenilib dayanılacak) bir vekîl olarak da Allah yeter. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Göklerde olanlar da, yerde bulunanlar da Allah'ındır. Artık vekîl olarak Allah yeter! |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah'ındır. Bir vekil olarak Allah yeter. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve göklerde olanlar da, yerde olanlar da Allah Teâlâ'nındır. Ve bir vekil olarak da Allah Teâlâ kifâyet eder. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Göklerde ne var, yerde ne varsa Allah'ındır; vekil olarak Allah yeter. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Yea, unto Allah belong all things in the heavens and on earth, and enough is Allah to carry through all affairs. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Nisâ Sûresi 132. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا اسْتَج۪يبُوا لِلّٰهِ وَلِلرَّسُولِ اِذَا دَعَاكُمْ لِمَا يُحْي۪يكُمْۚ وَاعْلَمُٓوا ...
Malı helâlinden kazanıp, sarfedilmesi emredilen yerlere harcamak suretiyle şükreden zenginin fazileti ile ilgili ayetler... AYETLER “Her kim ve ...
Ayet-i kerimede buyrulur: وَمَا جَعَلَهُ اللّٰهُ اِلَّا بُشْرٰى وَلِتَطْمَئِنَّ بِه۪ قُلُوبُكُمْۚ وَمَا النَّصْرُ اِلَّا مِنْ عِنْدِ اللّٰهِۜ اِنَّ ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنَّمَا الْمُؤْمِنُونَ الَّذ۪ينَ اِذَا ذُكِرَ اللّٰهُ وَجِلَتْ قُلُوبُهُمْ وَاِذَا تُلِيَتْ عَلَيْهِمْ اٰيَاتُهُ زَادَتْه ...
Ayet-i kerimede buyrulur: خُذِ الْعَفْوَ وَأْمُرْ بِالْعُرْفِ وَاَعْرِضْ عَنِ الْجَاهِل۪ينَ (Resûlüm!) Sen af yolunu tut, iyiliği emret ve cahille ...
Başkasını kendine tercih etmek, varını yoğunu muhtaçlara vermek ile ilgili ayetler... AYETLER “Kendileri muhtaç olsalar bile, başkasını daha ço ...