# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَلَا تُجَادِلْ عَنِ الَّذ۪ينَ يَخْتَانُونَ اَنْفُسَهُمْۜ اِنَّ اللّٰهَ لَا يُحِبُّ مَنْ كَانَ خَوَّانًا اَث۪يمًاۚ | |
Türkçe Okunuşu * | Velâ tucâdil ‘ani-lleżîne yaḣtânûne enfusehum(c) inna(A)llâhe lâ yuhibbu men kâne ḣavvânen eśîmâ(n) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Haksızlık yaparak kendilerine hâinlik edenleri savunma! Şüphesiz Allah, hâinlikte ve günah işlemekte aşırı gidenleri hiç sevmez. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Kendilerine hıyanet edenleri savunma; çünkü Allah hainliği meslek edinmiş günahkârları sevmez. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Kendilerine hainlik edenlerden yana uğraşmaya kalkma. Allah, hainlikte direnen suçluyu sevmez. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Kendilerine hainlik edenleri savunma. Zira Allah, hiçbir haini, hiçbir günahkârı sevmez. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Kendilerine hainlik edenleri savunma. Muhakkak Allah hain günahkârları sevmez. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Nefislerine hıyânet edib duranlar tarafından mücâdeleye kalkışma, çünkü Allah vebal yüklenen, hıyanetkâr olan kimseleri sevmez |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Nefislerine haainlik etmiş kimselerden yana mücâdele etme. Çünkü Allah haainlikde ileri gitmiş günahkârları sevmez. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | (İşledikleri günahlarla) kendilerine hıyânet edenler hakkında mücâdele etme! Muhakkak ki Allah, dâimâ ihânet eden günahkâr kimseleri sevmez. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Günah işleyerek nefislerine hâinlik edenlerden taraf mücadeleye kalkışma; çünkü Allah hâinlikte ileri gitmiş olan günahkârı sevmez. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Nefislerine hiyânet edenler tarafından mücadelede bulunma, şüphe yok ki Allah Teâlâ hıyanete düşkün, çok günahkâr olan kimseyi sevmez. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Kendi nefislerine hıyanet edenleri savunma. Çünkü Allah hainlikte ve günahta ileri gidenleri hiç sevmez. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Contend not on behalf of such as betray their own souls; for Allah loveth not one given to perfidy and crime: |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Nisâ Sûresi 107. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Furkân sûresinin 6. âyetinde Allah Teâla şöyle buyuruyor: Furkân Suresi 6. Ayet Arapça: قُلْ اَنْزَلَهُ الَّذ۪ي يَعْلَمُ السِّرَّ فِي السَّمٰوَاتِ ...
Nûr sûresinin 64. âyetinde Allah Teâla şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 64. Ayet Arapça: اَلَٓا اِنَّ لِلّٰهِ مَا فِي السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِۜ قَدْ يَع ...
Nûr sûresinin 61. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 61. Ayet Arapça: فَاِذَا دَخَلْتُمْ بُيُوتًا فَسَلِّمُوا عَلٰٓى اَنْفُسِكُمْ تَحِيّ ...
Nûr sûresinin 56. âyetinde Allah Teâla şöyle buyurmaktadır: Nûr Suresi 56. Ayet Arapça: وَاَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاٰتُوا الزَّكٰوةَ وَاَط۪يعُوا الرّ ...
Nûr sûresinin 51. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 51. Ayet Arapça: اِنَّمَا كَانَ قَوْلَ الْمُؤْمِن۪ينَ اِذَا دُعُٓوا اِلَى اللّٰهِ و ...
Nûr sûresinin 41. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 41. Ayet Arapça: اَلَمْ تَرَ اَنَّ اللّٰهَ يُسَبِّحُ لَهُ مَنْ فِي السَّمٰوَاتِ وَا ...