# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | اِنَّ الْمُنَافِق۪ينَ فِي الدَّرْكِ الْاَسْفَلِ مِنَ النَّارِۚ وَلَنْ تَجِدَ لَهُمْ نَص۪يرًاۙ | |
Türkçe Okunuşu * | İnne-lmunâfikîne fî-dderki-l-esfeli mine-nnâri velen tecide lehum nasîrâ(n) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Şüphesiz münafıklar cehennemin en alt tabakasındadırlar. Onları oradan kurtaracak hiçbir yardımcı da bulamazsın. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Şüphe yok ki münafıklar cehennemin en alt katındadırlar. Artık onlara asla bir yardımcı bulamazsın. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Doğrusu münafıklar cehennemin en alt tabakasındadırlar. Onlara yardımcı bulamayacaksın. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Şüphesiz ki münafıklar, cehennem ateşinin en aşağı tabakasındadırlar. Onlara hiçbir yardımcı da bulamazsın. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Şüphesiz ki münafıklar, cehennem ateşinin en aşağı tabakasındadırlar. Onlara bir yardım edici de bulamazsın. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Münafıklar hiç şüphe yok ateşin en alt tabakasındadırlar. Artık onları buradan kurtaracak bir yardımcı bir halaskâr bulamazsın. |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Şübhesiz münafıklar cehennemin en aşağı tabakasındadırlar. Kaabil değil, onları (kurtarmıya) bir yardım edici de bulamazsın. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Şübhe yok ki münâfıklar, ateşin en aşağı tabakasındadırlar. Ve onlara aslâ bir yardımcı bulamazsın! |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Muhakkak ki münafıklar cehennemin en aşağı tabakasındadırlar. (Cehennemin dibindedirler). Asla onların azabını kaldıracak bir yardımcı bulamazsın. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Şüphe yok ki, münafıklar ateşin en aşağı tabakasındadırlar. Ve elbette onlar için yardımcı da bulamazsın. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Münafıklar ateşin en aşağı tabakasındadırlar; onları oradan kurtaracak bir yardımcı bulamazsın. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | The Hypocrites will be in the lowest depths of the Fire: no helper wilt thou find for them;- |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Nisâ Sûresi 145. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Teğâbün sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 18 âyettir. İsmini, 9. âyette geçen ve “aldanma, aldatma, kar-zarar” mânasına gelen اَلتَّغَابُنُ (teğâbün) k ...
Müminûn suresinin 62. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 62. Ayet Arapça: ِ وَلَا نُكَلِّفُ نَفْسًا اِلَّا وُسْعَهَا وَلَدَيْنَا كِتَابٌ يَنْطِ ...
Müminûn suresinin 53. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 53. Ayet Arapça: ِ فَتَقَطَّعُٓوا اَمْرَهُمْ بَيْنَهُمْ زُبُرًاۜ كُلُّ حِزْبٍ بِمَا لَ ...
Yâsîn sûresi, Mekke’de nâzil olmuştur. 83 âyettir. İsmini birinci âyette geçen يٰسٓ (Yâsîn) kelimesinden alır. Resmî sıralamada 36, iniş sırasına gör ...
Müminûn suresinin 29. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 29. Ayet Arapça: ِ وَقُلْ رَبِّ اَنْزِلْن۪ي مُنْزَلًا مُبَارَكًا وَاَنْتَ خَيْرُ الْمُ ...
Müminûn suresinin 21. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 21. Ayet Arapça: ِ وَاِنَّ لَكُمْ فِي الْاَنْعَامِ لَعِبْرَةًۜ نُسْق۪يكُمْ مِمَّا ف۪ي ...