# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | لَعَنَهُ اللّٰهُۢ وَقَالَ لَاَتَّخِذَنَّ مِنْ عِبَادِكَ نَص۪يبًا مَفْرُوضًاۙ | |
Türkçe Okunuşu * | Le’anehu(A)llâhu vekâle leetteḣiżenne min ‘ibâdike nasîben mefrûdâ(n) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Allah o şeytana lânet etmişti. O da bunun üzerine şöyle demişti: “Yemin olsun ki senin kullarından bana uyup neticede bana ait olacak bir pay edineceğim.” |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Allah onu (şeytanı) lânetlemiş; o da: «Yemin ederim ki, kullarından belli bir pay edineceğim» demiştir. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | 117,118,119. Onlar Allah'ı bırakıp tanrıçalara taparlar ve: "Elbette senin kullarından belli bir takımı alıp onları saptıracağım, onlara kuruntu kurduracağım, develerin kulaklarını yarmalarını emredeceğim, Allah'ın yarattığını değiştirmelerini emredeceğim" diyen, Allah'ın lanet ettiği azgın şeytana taparlar. Allah'ı bırakıp şeytanı dost edinen şüphesiz açıktan açığa kayba uğramıştır. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Allah, o şeytana lânet etti ve o da, “Andolsun ki senin kullarından elbette belirli bir pay alacağım” dedi. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | 118,119. Allah o şeytana lanet etti. Ve o da: "Elbette senin kullarından belirli bir pay alacağım, onları mutlaka saptıracağım, onları boş kuruntulara sokacağım, ve onlara emredeceğim de hayvanların kulaklarını yaracaklar, onlara emredeceğim de Allah'ın yaratışını değiştirecekler" dedi. Kim Allah'ı bırakıp da şeytanı dost edinirse, şüphesiz o, apaçık bir ziyana uğramış olur. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Ki Allah onu la'netledi, o da şöyle dedi: Celâlin hakkı için kullarından bir mukadder pay alacağım |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | 118,119. Allah onu rahmetinden koğdu. O da (şöyle) dedi: «Celâlin hakkı için, kullarından muayyen bir nasıyb edineceğim, onları behemehal sapdıracağım, onları mutlakaa olmayacak kuruntulara boğacağım, onlara kat'iyyen emredeceğim de davarların kulaklarını yaracaklar, onlara muhakkak emredeceğim de Allahın yaratdığını değiştirecekler». Kim Allahı bırakarak şeytanı bir yâr edinirse şübhesiz açıkdan açığa büyük bir ziyana düşmüşdür o. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Allah ona (o şeytana) lâ'net etti. Bunun üzerine (o) şöyle dedi: “And olsun ki senin kullarından mutlaka belli bir pay edineceğim.” |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Allah o iblis'i (şeytanı) rahmetinden kovdu. O da dedi ki: “- Muhakkak kullarından bir muayyen pay edineceğim, onları sapıklığa çağıracağım. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Allah Teâlâ ona lânet etmiştir. O da demiştir ki: «Elbette ben senin kullarından bir muayyen pay edineceğim.» |
11. | Ümit Şimşek Meali | Şeytana ise Allah lânet etti. O da dedi ki: “Ben de Senin kullarından kendime belli bir pay çıkaracağım. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Allah did curse him, but he said: "I will take of Thy servants a portion Marked off; |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Nisâ Sûresi 118. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنَّ اللّٰهَ اشْتَرٰى مِنَ الْمُؤْمِن۪ينَ اَنْفُسَهُمْ وَاَمْوَالَهُمْ بِاَنَّ لَهُمُ الْجَنَّةَۜ يُقَاتِلُونَ ف۪ي سَب۪يل ...
“Siz bu iftira etme işinin önemsiz olduğunu sanıyorsunuz. Halbuki o, Allah katında çok büyük bir suçtur.” (Nûr sûresi (24), 15) İslâm tarihini ...
Peygamberimizin (s.a.v.) ismi Kur’an-ı Kerim’de beş defa geçmektedir. Peygamberimiz (s.a.v.) Kur’an’da dört defa “Muhammed”, bir defa da “Ahmed” olara ...
Sözlükte “korku namazı” anlamına gelen salâtü'l-havf tabiri fıkıhta düşman, eşkıya, hayvan saldırısı yahut yangın, sel tehlikesi gibi tehditler karşıs ...
Ayet-i kerimede buyrulur: ثُمَّ تُرَدُّونَ اِلٰى عَالِمِ الْغَيْبِ وَالشَّهَادَةِ فَيُنَبِّئُكُمْ بِمَا كُنْتُمْ تَعْمَلُونَ Sonra gizli açık her ...
Hatim, “Kur’ân-ı Kerîm’i başından sonuna kadar ezberden veya yüzünden okuma” demektir. Ebû Ümâme radıyallahu anh, ben Resûlullah sallallahu aleyhi ve ...