# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | يُعْرَفُ الْمُجْرِمُونَ بِس۪يمٰيهُمْ فَيُؤْخَذُ بِالنَّوَاص۪ي وَالْاَقْدَامِۚ | |
Türkçe Okunuşu * | Yu’rafu-lmucrimûne bisîmâhum feyu/ḣażu bi-nnevâsî vel-akdâm(i) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Ömürlerini günahla doldurmuş inkârcı suçlular sîmâlarından tanınırlar; derhal perçemlerinden ve ayaklarından kıskıvrak yakalanıp cehenneme atılırlar. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Suçlular, simalarından tanınır, perçemlerinden ve ayaklarından yakalanırlar. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Suçlular simalarından tanınırlar da, alın saçlarından ve ayaklarından yakalanırlar. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Suçlular simalarından tanınır da, perçemlerinden ve ayaklarından yakalanırlar. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Suçlular simalarından tanınır, alınlarından ve ayaklarından tutulur. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Tanınır da mücrimler simalarından tutulur perçemlerile ayaklarından |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Günahkârlar sîmâlariyle tanılacak da perçemlerinden ve ayaklarından tutulacak. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Günahkârlar sîmâlarıyla (yüzlerinin karalığıyla) tanınır, derhâl perçemlerinden ve ayaklarından yakalanır (da Cehenneme atılıverirler)! |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Mücrimler (müşrikler) sîmalarından tanınır da yakalanır perçemleriyle ayaklarından... |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Günahkarlar sîmalarıyla tanınırlar. Artık alınlarıyla ve ayaklarıyla yakalanırlar. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Mücrimler yüzlerinden tanınır ve perçemleriyle ayaklarından yakalanıverir. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | (For) the sinners will be known by their Marks: and they will be seized by their forelocks and their feet. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Rahmân Sûresi 41. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Müminûn suresinin 84. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 84. Ayet Arapça: قُلْ لِمَنِ الْاَرْضُ وَمَنْ ف۪يهَٓا اِنْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَ Müm ...
Teğâbün sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 18 âyettir. İsmini, 9. âyette geçen ve “aldanma, aldatma, kar-zarar” mânasına gelen اَلتَّغَابُنُ (teğâbün) k ...
Müminûn suresinin 62. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 62. Ayet Arapça: ِ وَلَا نُكَلِّفُ نَفْسًا اِلَّا وُسْعَهَا وَلَدَيْنَا كِتَابٌ يَنْطِ ...
Müminûn suresinin 53. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 53. Ayet Arapça: ِ فَتَقَطَّعُٓوا اَمْرَهُمْ بَيْنَهُمْ زُبُرًاۜ كُلُّ حِزْبٍ بِمَا لَ ...
Yâsîn sûresi, Mekke’de nâzil olmuştur. 83 âyettir. İsmini birinci âyette geçen يٰسٓ (Yâsîn) kelimesinden alır. Resmî sıralamada 36, iniş sırasına gör ...
Müminûn suresinin 29. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 29. Ayet Arapça: ِ وَقُلْ رَبِّ اَنْزِلْن۪ي مُنْزَلًا مُبَارَكًا وَاَنْتَ خَيْرُ الْمُ ...