# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | اِنَّٓا اَعْتَدْنَا لِلْكَافِر۪ينَ سَلَاسِلَا۬ وَاَغْلَالًا وَسَع۪يرًا | |
Türkçe Okunuşu * | İnnâ a’tednâ lilkâfirîne selâsile ve aġlâlen ve se’îrâ(n) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Ama şunu unutmasın ki, biz kâfirler için zincirler, demir kelepçeler ve alevli bir ateş hazırladık. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Doğrusu biz, kâfirler için zincirler, demir halkalar ve alevli bir ateş hazırladık. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Doğrusu, inkarcılar için zincirler, demir halkalar ve çılgın alevli cehennem hazırladık. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Şüphesiz biz, kâfirler için zincirler, demir halkalar ve alevli bir ateş hazırladık. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Çünkü biz, kâfirler için zincirler, demir halkalar ve alevli bir ateş hazırlamışızdır. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Çünkü biz, kâfirler için, zincirler, tomruklar, bir de Seıyr hazırladık |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Hakıykat, biz kâfirler için zincirler, bukağılar, alevlendirilmiş bir ateş hazırladık. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Muhakkak ki biz, kâfirler için zincirler, demir halkalar ve alevli bir ateş hazırladık! |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Çünkü biz, kâfirler için zincirler, bukağılar ve alevli bir ateş hazırladık. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Hakikaten Biz kâfirler için zincirler ve bukağılar ve alevlendirilmiş bir ateş hazırladık. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Kâfirler için zincirler ve boyunduruklar ile çılgın alevli bir de ateş hazırladık. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | For the Rejecters we have prepared chains, yokes, and a Blazing Fire. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. İnsan Sûresi 4. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Kehf Suresinin 29. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 29. Ayet Arapça: وَقُلِ الْحَقُّ مِنْ رَبِّكُمْ فَمَنْ شَٓاءَ فَلْيُؤْمِنْ وَمَنْ شَٓاءَ فَ ...
Kehf Suresinin 23-24. ayetlerinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 23-24. Ayet Arapça: وَلَا تَقُولَنَّ لِشَا۬يْءٍ اِنّ۪ي فَاعِلٌ ذٰلِكَ غَدًاۙ اِلَّٓا ...
Kehf Suresinin 17. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 17. Ayet Arapça: مَنْ يَهْدِ اللّٰهُ فَهُوَ الْمُهْتَدِۚ وَمَنْ يُضْلِلْ فَلَنْ تَجِدَ لَهُ ...
Kehf Suresinin 7. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresinin 7. Ayet Arapça: اِنَّا جَعَلْنَا مَا عَلَى الْاَرْضِ ز۪ينَةً لَهَا لِنَبْلُوَهُمْ اَيُّهُ ...
İsra suresinin 107. ayetinde şöyle buyrulur: İsra Suresi 107. Ayet Arapça: قُلْ اٰمِنُوا بِه۪ٓ اَوْ لَا تُؤْمِنُواۜ اِنَّ الَّذ۪ينَ اُو۫تُوا الْعِل ...
İsra suresinin 99. ayetinde şöyle buyrulur: İsra Suresi 99. Ayet Arapça: اَوَلَمْ يَرَوْا اَنَّ اللّٰهَ الَّذ۪ي خَلَقَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ قَا ...