# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | هَلْ اَتٰى عَلَى الْاِنْسَانِ ح۪ينٌ مِنَ الدَّهْرِ لَمْ يَكُنْ شَيْـًٔا مَذْكُورًا | |
Türkçe Okunuşu * | Hel etâ ‘alâ-l-insâni hînun mine-ddehri lem yekun şey-en meżkûrâ(n) | |
1. | Ömer Çelik Meali | İnsanın üzerinden öyle uzun bir zaman gelip geçti ki, daha henüz o adı sanı anılmaya değer bir şey bile değildi. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | İnsanın üzerinden, henüz kendisinin anılan bir şey olmadığı uzun bir süre geçmedi mi? |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | İnsanoğlu, var edilip bahse değer bir şey olana kadar, şüphesiz, uzun bir zaman geçmemiş midir? |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | İnsan (henüz) anılır bir şey değilken (yaratılmamışken) üzerinden uzunca bir zaman geçti. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Gerçekten insan üzerine dehirden (zamandan) öyle bir müddet geldi ki o zaman o, anılmaya değer bir şey değildi. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Fil'hakîka geldi insan üzerine dehirden bir müddet o anılır bir şey olmadı |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | İnsanın üzerine uzun devirden öyle bir zaman gel (ib geç) di ki (o vakit) o, anılmıya değer bir şey bile değildi. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Gerçekten insan üzerine, o uzun devirden öyle bir zaman geçti ki (o, henüz) anılan bir şey değildi. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Gerçekten insan üzerine dehirden öyle bir zaman geçti ki, o vakit insan alınır, (insanlıkla tanınır) bir şey değildi. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Muhakkak insan üzerine gayri mahdut zamandan bir mahdut zaman gelmiştir ki, (o zaman da bilinip) yâdolunmuş bir şey olmamıştı. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Zamandan öyle bir an geçti ki insanın üzerinden, o vakit adı anılmaya bile değmez birşeydi. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Has there not been over Man a long period of Time, when he was nothing - (not even) mentioned? |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. İnsan Sûresi 1. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Teğâbün sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 18 âyettir. İsmini, 9. âyette geçen ve “aldanma, aldatma, kar-zarar” mânasına gelen اَلتَّغَابُنُ (teğâbün) k ...
Müminûn suresinin 62. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 62. Ayet Arapça: ِ وَلَا نُكَلِّفُ نَفْسًا اِلَّا وُسْعَهَا وَلَدَيْنَا كِتَابٌ يَنْطِ ...
Müminûn suresinin 53. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 53. Ayet Arapça: ِ فَتَقَطَّعُٓوا اَمْرَهُمْ بَيْنَهُمْ زُبُرًاۜ كُلُّ حِزْبٍ بِمَا لَ ...
Yâsîn sûresi, Mekke’de nâzil olmuştur. 83 âyettir. İsmini birinci âyette geçen يٰسٓ (Yâsîn) kelimesinden alır. Resmî sıralamada 36, iniş sırasına gör ...
Müminûn suresinin 29. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 29. Ayet Arapça: ِ وَقُلْ رَبِّ اَنْزِلْن۪ي مُنْزَلًا مُبَارَكًا وَاَنْتَ خَيْرُ الْمُ ...
Müminûn suresinin 21. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 21. Ayet Arapça: ِ وَاِنَّ لَكُمْ فِي الْاَنْعَامِ لَعِبْرَةًۜ نُسْق۪يكُمْ مِمَّا ف۪ي ...