# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | قَوَار۪يرَ مِنْ فِضَّةٍ قَدَّرُوهَا تَقْد۪يرًا | |
Türkçe Okunuşu * | Kavârîra min fiddatin kadderûhâ takdîrâ(n) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Gümüşten billûr kupalarla ki, hizmet edenler onları cennet ehlinin iştahlarına göre doldururlar. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | 15, 16. Yanlarında, gümüş kaplar ve billûr kâselerle, gümüş beyazlığında (billûr gibi) şeffaf kupalarla dolaşılır ki, sâkiler bunu (cennet şarabını) ölçüsünce tayin ve takdir ederler. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Billurları gümüş gibi parlaktır, onları ölçüp ölçüp dağıtırlar. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Gümüşten billur kaplar ki, onları (ihtiyaca göre) ölçüp düzenlemişlerdir. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Gümüşten öyle kadehler ki onları türlü türlü biçimlere koymuşlardır. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Gümüşten billûrlar, onları türlü türlü biçime koymuşlardır |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | (Evet) gümüşden (yaratılmış) billurlar ki mıkdarını (sâkıyler) ta'yin etmişlerdir. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Gümüşten billûrlar ki, onları belli şekillere göre (Cennet ehli kendileri) takdîr etmiştir. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Gümüşten billûrlar ki, (ehli cennet) onları türlü türlü biçime koymuşlardır. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Gümüşten billûrlardır, onları muayyen miktarlarda takdir etmişlerdir. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Gümüşten kadehler ki, iştahlarına göre doldurulmuştur. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Crystal-clear, made of silver: they will determine the measure thereof (according to their wishes). |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. İnsan Sûresi 16. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
YAPMAKTA OLDUĞU İYİLİĞİ DEVAM ETTİRMEKLE İLGİLİ ÂYETLER “Bir toplum inanç ve davranışlarını değiştirmedikçe, Allah da onların durumunu değiştirme ...
Müminûn suresinin 84. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 84. Ayet Arapça: قُلْ لِمَنِ الْاَرْضُ وَمَنْ ف۪يهَٓا اِنْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَ Müm ...
Teğâbün sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 18 âyettir. İsmini, 9. âyette geçen ve “aldanma, aldatma, kar-zarar” mânasına gelen اَلتَّغَابُنُ (teğâbün) k ...
Müminûn suresinin 62. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 62. Ayet Arapça: ِ وَلَا نُكَلِّفُ نَفْسًا اِلَّا وُسْعَهَا وَلَدَيْنَا كِتَابٌ يَنْطِ ...
Müminûn suresinin 53. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 53. Ayet Arapça: ِ فَتَقَطَّعُٓوا اَمْرَهُمْ بَيْنَهُمْ زُبُرًاۜ كُلُّ حِزْبٍ بِمَا لَ ...
Yâsîn sûresi, Mekke’de nâzil olmuştur. 83 âyettir. İsmini birinci âyette geçen يٰسٓ (Yâsîn) kelimesinden alır. Resmî sıralamada 36, iniş sırasına gör ...