# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَاِذَا رَاَيْتَ ثَمَّ رَاَيْتَ نَع۪يمًا وَمُلْكًا كَب۪يرًا | |
Türkçe Okunuşu * | Ve-iżâ raeyte śemme raeyte na’îmen ve mulken kebîrâ(n) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Ne yana baksan hayâle gelmez nimetler, ihtişam ve büyük bir saltanat görürsün. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Ne yana bakarsan bak, (yığınla) nimet ve ulu bir saltanat görürsün. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Oranın neresine baksan, nimet ve büyük bir saltanat görürsün. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Orada, görünce (sonsuz) nimetler ve büyük bir mülk (hükümranlık) görürsün. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Orada nereye baksan bir nimet ve pek büyük bir mülk görürsün. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Ve gördüğün zaman orada bir na'îm ve pek büyük bir mülk görürsün |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Orada herhangi bir yeri gördüğün zaman (büyük) bir ni'met, bol bir (ihtişam ve) saltanat görürsün. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | (Orada) nereyi görsen, (ta'rîfi mümkün olmayan) bir ni'met ve büyük bir mülk görürsün! |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Orada her nereye baksan, bir nimet ve pek büyük bir mülk (saltanat) görürsün. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve orada göreceğin zaman, bir nîmet ve bir büyük mülk görmüş olursun. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Nereye baksan bir dolu nimet ve bir büyük saltanat görürsün. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | And when thou lookest, it is there thou wilt see a Bliss and a Realm Magnificent. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. İnsan Sûresi 20. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Nûr sûresinin 56. âyetinde Allah Teâla şöyle buyurmaktadır: Nûr Suresi 56. Ayet Arapça: وَاَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاٰتُوا الزَّكٰوةَ وَاَط۪يعُوا الرّ ...
Nûr sûresinin 51. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 51. Ayet Arapça: اِنَّمَا كَانَ قَوْلَ الْمُؤْمِن۪ينَ اِذَا دُعُٓوا اِلَى اللّٰهِ و ...
Nûr sûresinin 41. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 41. Ayet Arapça: اَلَمْ تَرَ اَنَّ اللّٰهَ يُسَبِّحُ لَهُ مَنْ فِي السَّمٰوَاتِ وَا ...
Nûr sûresinin 33. âyetinde Cenâb-ı Hak şöyle buyurmaktadır: Nûr Suresi 33. Ayet Arapça: وَلْيَسْتَعْفِفِ الَّذ۪ينَ لَا يَجِدُونَ نِكَاحًا حَتّٰى يُ ...
Tahrîm sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 12 âyettir. “Tahrîm”, “haram kılmak” demektir. Birinci âyette Resûlullah (s.a.s.)’in, bazı helâl gıdaları, geç ...
Nûr sûresi 30-31. ayetlerde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 30-31. Ayetler Arapça: قُلْ لِلْمُؤْمِن۪ينَ يَغُضُّوا مِنْ اَبْصَارِهِمْ وَيَحْفَظ ...