# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | فَذَكِّرْ اِنَّمَٓا اَنْتَ مُذَكِّرٌۜ | |
Türkçe Okunuşu * | Feżekkir innemâ ente mużekkir(un) | |
1. | Ömer Çelik Meali | İnsanlara öğüt ver; çünkü sen ancak bir öğüt vericisin! |
2. | Diyanet Vakfı Meali | 21, 22, 23, 24, 25, 26. O halde (Resûlüm), öğüt ver. Çünkü sen ancak öğüt vericisin. Onların üzerinde bir zorba değilsin. Ancak yüz çevirip inkâr edene gelince, işte öylesini Allah en büyük azap ile cezalandırır. Şüphesiz onların dönüşü sadece bizedir. Sonra onların sorguya çekilmesi de sadece bize aittir. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Sen öğüt ver! Esasen sen sadece bir öğütçüsün. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Artık sen öğüt ver! Sen ancak bir öğüt vericisin. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Haydi öğüt ver; sen şimdi sırf bir öğütçüsün. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | haydi ıhtar et; sen şimdi sırf bir ögütçüsün |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | (Habîbim) sen hemen (onlara Allahın ni'metlerini, tevhîd delîllerini) hatırlat. Sen ancak bir hatırlatıcısın. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | (Habîbim, yâ Muhammed!) O hâlde nasîhat et; çünki sen, ancak bir nasîhat edicisin! |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Artık sen (Ey Rasûlüm, deliller göstererek) nasihat et. Sen ancak bir öğüd vericisin. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Artık sen hatırlat. Şüphe yok ki, sen ancak bir hatırlatıcısın. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Öğüt ver; çünkü sen öğüt vericisin. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Therefore do thou give admonition, for thou art one to admonish. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Gâşiye Sûresi 21. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Kehf Suresinin 75. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 75. Ayeti Arapça: قَالَ اَلَمْ اَقُلْ لَكَ اِنَّكَ لَنْ تَسْتَط۪يعَ مَعِيَ صَبْرًا Kehf S ...
Kehf Suresinin 66-67. ayetlerinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 66-67. Ayetleri Arapça: قَالَ لَهُ مُوسٰى هَلْ اَتَّبِعُكَ عَلٰٓى اَنْ تُعَلِّمَنِ مِ ...
Kur’ân-ı Kerim, İslâm dininin kutsal kitabıdır. Kur’an okumanın gerekliliği ve fazileti üzerinde sıkça durulur. Kur’an’ın bazı yerlerde kendini “zikr ...
Kehf Suresinin 54. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 54. Ayet Arapça: وَلَقَدْ صَرَّفْنَا ف۪ي هٰذَا الْقُرْاٰنِ لِلنَّاسِ مِنْ كُلِّ مَثَلٍۜ وَك ...
Kehf Suresinin 46. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 46. Ayet Arapça: اَلْمَالُ وَالْبَنُونَ ز۪ينَةُ الْحَيٰوةِ الدُّنْيَاۚ وَالْبَاقِيَاتُ الصّ ...
Kehf Suresinin 45. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 45. Ayet Arapça: وَاضْرِبْ لَهُمْ مَثَلَ الْحَيٰوةِ الدُّنْيَا كَمَٓاءٍ اَنْزَلْنَاهُ مِنَ ...