# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | ف۪يهَا عَيْنٌ جَارِيَةٌۢ | |
Türkçe Okunuşu * | Fîhâ ‘aynun câriye(tun) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Orada akan berrak pınarlar vardır. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | 12, 13, 14, 15, 16. Orada (cennette) devamlı akan bir pınar, orada yükseltilmiş tahtlar, konulmuş kadehler, sıra sıra dizilmiş yastıklar, serilmiş halılar vardır. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Orada akan kaynak vardır. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Orada akan bir kaynak vardır. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Orada akan bir kaynak, |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Onda carî bir menba' |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Orada dâima akan bir (nice) pınar, |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Orada dâimâ akan bir (çok) pınar(lar) vardır! |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Orada var akan bir kaynak... |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Orada akan bir su kaynağı vardır. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Orada akan pınarlar vardır. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Therein will be a bubbling spring: |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Gâşiye Sûresi 12. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Zilzâl Sûresi, Medine döneminde inmiştir. Sûre, 8 âyettir. Zilzâl, sarsıntı, deprem demektir. ZİLZAL SURESİ ARAPÇA Zilzal Suresi Arapça Yazılışı ...
Zilzâl sûresi Medine’de nâzil olmuştur. Ancak üslûp bakımından Mekkî sûrelere benzer. Zira bu sûrede de, diğer Mekkî sûreler gibi, kıyâmet günü meydan ...
Tekâsür sûresi, Mekke döneminde inmiştir. Sûre, 8 âyettir. Tekâsür, “mal, mülk ve çoluk çocuğun çokluğuyla övünmek” demektir. TEKASÜR SURESİ ARAPÇA ...
Beyyine sûresi, Medine döneminde inmiştir. Sûre, 8 âyettir. Beyyine, apaçık delil demektir. BEYYİNE SURESİ ARAPÇA Beyyine Suresi Arapça Yazılışı ...
Da‘vet kelimesi Arapça’da masdar olup sözlükte “çağırmak, seslenmek, adlandırmak, dua veya beddua etmek, ziyafete çağırmak, propaganda yapmak” gibi an ...
Bakara suresinin 98. ayetinde buyrulur: مَنْ كَانَ عَدُوًّا لِلّٰهِ وَمَلٰٓئِكَتِه۪ وَرُسُلِه۪ وَجِبْر۪يلَ وَم۪يكَالَ فَاِنَّ اللّٰهَ عَدُوٌّ لِلْكَ ...