# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَاِلَى الْاَرْضِ كَيْفَ سُطِحَتْ۠ | |
Türkçe Okunuşu * | Ve-ilâ-l-ardi keyfe sutihat | |
1. | Ömer Çelik Meali | Yeryüzüne bakmazlar mı, nasıl serilip döşenmiş? |
2. | Diyanet Vakfı Meali | 17, 18, 19, 20. (İnsanlar) devenin nasıl yaratıldığına, göğün nasıl yükseltildiğine, dağların nasıl dikildiğine, yeryüzünün nasıl yayıldığına bir bakmazlar mı? |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | 17,18,19,20. Bu insanlar, devenin nasıl yaratıldığına, göğün nasıl yükseltildiğine, dağların nasıl dikildiğine, yerin nasıl yayıldığına bir bakmazlar mı? |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Yeryüzüne bakmıyorlar mı, nasıl yayılmıştır! |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Yere bakmıyorlar mı, nasıl yayılmış? |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Ve o Arza nasıl satıhlanmış? |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | o yere, nasıl yayılıb döşenmişdir o? |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Ve yere (bakmıyorlar mı), nasıl yayılıp döşenmiş? |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Yere de bakmazlar mı, nasıl döşenmiş? |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve yere ki, nasıl yayılmış? |
11. | Ümit Şimşek Meali | Yere bakmazlar mı, nasıl düzlenmiş? |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | And at the Earth, how it is spread out? |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Gâşiye Sûresi 20. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنَّ اللّٰهَ اشْتَرٰى مِنَ الْمُؤْمِن۪ينَ اَنْفُسَهُمْ وَاَمْوَالَهُمْ بِاَنَّ لَهُمُ الْجَنَّةَۜ يُقَاتِلُونَ ف۪ي سَب۪يل ...
“Siz bu iftira etme işinin önemsiz olduğunu sanıyorsunuz. Halbuki o, Allah katında çok büyük bir suçtur.” (Nûr sûresi (24), 15) İslâm tarihini ...
Peygamberimizin (s.a.v.) ismi Kur’an-ı Kerim’de beş defa geçmektedir. Peygamberimiz (s.a.v.) Kur’an’da dört defa “Muhammed”, bir defa da “Ahmed” olara ...
Sözlükte “korku namazı” anlamına gelen salâtü'l-havf tabiri fıkıhta düşman, eşkıya, hayvan saldırısı yahut yangın, sel tehlikesi gibi tehditler karşıs ...
Ayet-i kerimede buyrulur: ثُمَّ تُرَدُّونَ اِلٰى عَالِمِ الْغَيْبِ وَالشَّهَادَةِ فَيُنَبِّئُكُمْ بِمَا كُنْتُمْ تَعْمَلُونَ Sonra gizli açık her ...
Hatim, “Kur’ân-ı Kerîm’i başından sonuna kadar ezberden veya yüzünden okuma” demektir. Ebû Ümâme radıyallahu anh, ben Resûlullah sallallahu aleyhi ve ...