# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | اَمْ يَقُولُونَ تَقَوَّلَهُۚ بَلْ لَا يُؤْمِنُونَۚ | |
Türkçe Okunuşu * | Em yekûlûne tekavvelehu bel lâ yu/minûn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Yahut: “Kur’an’ı kendiliğinden uyduruyor!”mu diyorlar? Hayır! Onlar gerçeği biliyor, fakat inanmak istemiyorlar. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Yahut «Onu kendisi uydurdu!» mu diyorlar? Hayır, onlar iman etmezler. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Yahut: "Onu kendi uydurdu" diyorlar öyle mi? Hayır, inanmıyorlar. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Yoksa “O Kur’an’ı kendisi uydurup söyledi” mi diyorlar? Hayır, (sırf inatlarından dolayı) iman etmiyorlar. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Yoksa "Onu uydurdu" mu diyorlar? Hayır onlar inanmıyorlar. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Yoksa onu (o Kur'anı) kendisi uydurmakta mı diyorlar? Hayır kendileri inanmazlar |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Yahud onu kendisi mi uydurub söyledi diyorlar? Hayır, onlar îman etmezler. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Yoksa: “Onu (Kur'ân'ı, kendisi) uydurdu!” mu diyorlar? Hayır! (Onlar) îmân etmezler. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Yoksa, o Kur'an'ı kendisi mi uydurub söyledi diyorlar? Hayır, (iş dedikleri gibi değil, sırf inad ve inkârlarından dolayı) iman etmezler. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Yoksa diyorlar mı ki: «Onu kendisi uydurdu?» Hayır. İmân etmezler. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Yahut “Onu kendisi uydurdu” mu diyorlar? Doğrusu, buna onlar da inanmazlar. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Or do they say, "He fabricated the (Message)"? Nay, they have no faith! |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Tûr Sûresi 33. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Müminûn suresinin 84. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 84. Ayet Arapça: قُلْ لِمَنِ الْاَرْضُ وَمَنْ ف۪يهَٓا اِنْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَ Müm ...
Teğâbün sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 18 âyettir. İsmini, 9. âyette geçen ve “aldanma, aldatma, kar-zarar” mânasına gelen اَلتَّغَابُنُ (teğâbün) k ...
Müminûn suresinin 62. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 62. Ayet Arapça: ِ وَلَا نُكَلِّفُ نَفْسًا اِلَّا وُسْعَهَا وَلَدَيْنَا كِتَابٌ يَنْطِ ...
Müminûn suresinin 53. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 53. Ayet Arapça: ِ فَتَقَطَّعُٓوا اَمْرَهُمْ بَيْنَهُمْ زُبُرًاۜ كُلُّ حِزْبٍ بِمَا لَ ...
Yâsîn sûresi, Mekke’de nâzil olmuştur. 83 âyettir. İsmini birinci âyette geçen يٰسٓ (Yâsîn) kelimesinden alır. Resmî sıralamada 36, iniş sırasına gör ...
Müminûn suresinin 29. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 29. Ayet Arapça: ِ وَقُلْ رَبِّ اَنْزِلْن۪ي مُنْزَلًا مُبَارَكًا وَاَنْتَ خَيْرُ الْمُ ...