# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | هٰذِهِ النَّارُ الَّت۪ي كُنْتُمْ بِهَا تُكَذِّبُونَ | |
Türkçe Okunuşu * | Hâżihi-nnâru-lletî kuntum bihâ tukeżżibûn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Kendilerine şöyle seslenilecek: “Vaktiyle yalanlayıp durduğunuz ateş işte budur!” |
2. | Diyanet Vakfı Meali | 13, 14. O gün cehennem ateşine itilip atılırlar da «İşte yalanlayıp durduğunuz ateş budur!» denilir. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | 13,14. Cehennem ateşine itildikçe itildikleri gün, onlara: "İşte yalanlayıp durduğunuz ateş budur; |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | 13,14. Cehennem ateşine itilip atılacakları gün onlara, “İşte bu yalanlamakta olduğunuz ateştir” denilir. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | (Onlara): "İşte yalanlayıp durduğunuz ateş budur" (denilecek). |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | İşte diye: bu sizin o yalan deyip durduğunuz ateş |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | (Şöyle denilecek:) «İşte sizin yalan saymakda idiğiniz ateş budur». |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | (Kendilerine denilir ki:) “İşte kendisini yalanlayıp durduğunuz ateş, budur!” |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | (Cehennem için vazifeli melekler tarafından onlara şöyle denir): İşte sizin (dünyada) yalan saymakta olduğunuz ateş, budur. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Bu, o ateştir ki, siz bunu talep eder olmuştunuz. (denilir). |
11. | Ümit Şimşek Meali | İşte budur yalanladığınız ateş! |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | "This:, it will be said, "Is the Fire,- which ye were wont to deny! |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Tûr Sûresi 14. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Nûr sûresinin 33. âyetinde Cenâb-ı Hak şöyle buyurmaktadır: Nûr Suresi 33. Ayet Arapça: وَلْيَسْتَعْفِفِ الَّذ۪ينَ لَا يَجِدُونَ نِكَاحًا حَتّٰى يُ ...
Tahrîm sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 12 âyettir. “Tahrîm”, “haram kılmak” demektir. Birinci âyette Resûlullah (s.a.s.)’in, bazı helâl gıdaları, geç ...
Nûr sûresi 30-31. ayetlerde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 30-31. Ayetler Arapça: قُلْ لِلْمُؤْمِن۪ينَ يَغُضُّوا مِنْ اَبْصَارِهِمْ وَيَحْفَظ ...
"Şunu iyi bilin ki, Allah dostlarına hiçbir korku yoktur ve onlar asla üzülmeyeceklerdir. Onlar hakkıyla iman etmişlerdir ve Allah’a karşı gelmekte ...
Nûr sûresinin 23. âyetinde Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: Nûr Suresi 23. Ayet Arapça: اِنَّ الَّذ۪ينَ يَرْمُونَ الْمُحْصَنَاتِ الْغَافِلَاتِ الْمُ ...
Nûr sûresinin 19. âyetinde Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: Nûr Suresi 19. Ayet Arapça: اِنَّ الَّذ۪ينَ يُحِبُّونَ اَنْ تَش۪يعَ الْفَاحِشَةُ فِي الّ ...