# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | كُلُوا وَاشْرَبُوا هَن۪ٓيـًٔا بِمَا كُنْتُمْ تَعْمَلُونَۙ | |
Türkçe Okunuşu * | Kulû veşrabû henî-en bimâ kuntum ta’melûn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Onlara: “Dünyada yaptığınız güzel amellerin karşılığı olarak yiyin, için, âfiyet olsun!” denecek. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | 19, 20. Onlara: Yaptıklarınıza karşılık sıra sıra dizilmiş koltuklara yaslanarak âfiyetle yeyin, için (denilir). Ayrıca biz onları, ceylan gözlü hûrilerle evlendirmişizdir. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | 19,20. Onlara şöyle denir: "İşlediklerinizden ötürü, dizi dizi tahtlara yaslanarak afiyetle yiyin için." Onlara, ceylan gözlü eşler veririz. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | 19,20. Onlara, “Dünya’da yapmakta olduklarınızın karşılığında, sıra sıra dizilmiş koltuklara dayanarak afiyetle yiyin için” denir. Biz, onlara, iri gözlü güzel hurileri eş olarak vermişizdir. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | (Onlara): "Yaptıklarınıza karşılık afiyetle yeyin, için" (denilir.) |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Yeyin için, afiyetler olsun çalıştığınız için |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | (Şöyle denilir:) «(İyi) amel (ve hareket) etmiş olduğunuz için aafiyetle yeyin, için». |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | (Kendilerine:) “Yapmakta olduklarınıza karşılık (mükâfât olarak) âfiyetle yiyin, için!” (denilir.) |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | (Allah onlara şöyle buyurur: Dünyada iman ve ibadet edib) çalıştığınız için afiyetle yeyin, için; |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Yeyiniz ve içiniz âfiyetler olsun, işler olduğunuz şey sebebiyle. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Yaptıklarınıza karşılık âfiyetle yiyin, için. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | (To them will be said:) "Eat and drink ye, with profit and health, because of your (good) deeds." |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Tûr Sûresi 19. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Nûr sûresinin 41. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 41. Ayet Arapça: اَلَمْ تَرَ اَنَّ اللّٰهَ يُسَبِّحُ لَهُ مَنْ فِي السَّمٰوَاتِ وَا ...
Nûr sûresinin 33. âyetinde Cenâb-ı Hak şöyle buyurmaktadır: Nûr Suresi 33. Ayet Arapça: وَلْيَسْتَعْفِفِ الَّذ۪ينَ لَا يَجِدُونَ نِكَاحًا حَتّٰى يُ ...
Tahrîm sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 12 âyettir. “Tahrîm”, “haram kılmak” demektir. Birinci âyette Resûlullah (s.a.s.)’in, bazı helâl gıdaları, geç ...
Nûr sûresi 30-31. ayetlerde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 30-31. Ayetler Arapça: قُلْ لِلْمُؤْمِن۪ينَ يَغُضُّوا مِنْ اَبْصَارِهِمْ وَيَحْفَظ ...
"Şunu iyi bilin ki, Allah dostlarına hiçbir korku yoktur ve onlar asla üzülmeyeceklerdir. Onlar hakkıyla iman etmişlerdir ve Allah’a karşı gelmekte ...
Nûr sûresinin 23. âyetinde Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: Nûr Suresi 23. Ayet Arapça: اِنَّ الَّذ۪ينَ يَرْمُونَ الْمُحْصَنَاتِ الْغَافِلَاتِ الْمُ ...