# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | بَلٰى قَادِر۪ينَ عَلٰٓى اَنْ نُسَوِّيَ بَنَانَهُ | |
Türkçe Okunuşu * | Belâ kâdirîne ‘alâ en nusevviye benâneh(u) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Evet! Hem de özel çizgileriyle birlikte parmak uçlarına varıncaya kadar bizim onu yeniden yaratıp düzenlemeye gücümüz yeter. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Evet, bizim, onun parmak uçlarını bile aynen eski haline getirmeye gücümüz yeter. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Evet, Biz onu, parmak uçlarına varıncaya kadar bütün incelikleriyle yeniden yapmaya kadiriz. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Evet bizim, onun parmak uçlarını bile düzenlemeye gücümüz yeter. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Evet, bizim onun parmak uçlarını bile aynen eski haline getirmeye gücümüz yeter. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Evet derleriz kadir olarak tesviyeye bile parmaklarını |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Evet, biz parmak uçlarını bile derleyib iade etmiye kaadiriz. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Evet! (Bir araya getiririz!) (Biz) onun parmak uçlarını (parmak izlerine varıncaya kadar) düzenlemeye (eski hâline getirmeye) gücü yetenleriz. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | (Değil yalnız kemikleri bir araya getirmek), daha doğrusu biz o insanın parmak uçlarını (dünyada olduğu gibi düzeltib) toplamağa da kadiriz; |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Evet... Parmaklarının uçlarını da düzeltmeye kâdirleriz. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Evet, hem de parmak uçlarına varıncaya kadar Biz onu derleyip toplamaya kadiriz. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Nay, We are able to put together in perfect order the very tips of his fingers. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Kıyamet Sûresi 4. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
YAPMAKTA OLDUĞU İYİLİĞİ DEVAM ETTİRMEKLE İLGİLİ ÂYETLER “Bir toplum inanç ve davranışlarını değiştirmedikçe, Allah da onların durumunu değiştirme ...
Müminûn suresinin 84. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 84. Ayet Arapça: قُلْ لِمَنِ الْاَرْضُ وَمَنْ ف۪يهَٓا اِنْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَ Müm ...
Teğâbün sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 18 âyettir. İsmini, 9. âyette geçen ve “aldanma, aldatma, kar-zarar” mânasına gelen اَلتَّغَابُنُ (teğâbün) k ...
Müminûn suresinin 62. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 62. Ayet Arapça: ِ وَلَا نُكَلِّفُ نَفْسًا اِلَّا وُسْعَهَا وَلَدَيْنَا كِتَابٌ يَنْطِ ...
Müminûn suresinin 53. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 53. Ayet Arapça: ِ فَتَقَطَّعُٓوا اَمْرَهُمْ بَيْنَهُمْ زُبُرًاۜ كُلُّ حِزْبٍ بِمَا لَ ...
Yâsîn sûresi, Mekke’de nâzil olmuştur. 83 âyettir. İsmini birinci âyette geçen يٰسٓ (Yâsîn) kelimesinden alır. Resmî sıralamada 36, iniş sırasına gör ...