# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | اِنَّ عَلَيْنَا جَمْعَهُ وَقُرْاٰنَهُۚ | |
Türkçe Okunuşu * | İnne ‘aleynâ cem’ahu ve kur-âneh(u) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Çünkü onu senin kalbinde toplayıp ezberletmek de, onu dilinde akıtıp okutmak da bize aittir. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Şüphesiz onu, toplamak (senin kalbine yerleştirmek) ve onu okutmak bize aittir. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Doğrusu o vahyolunanı kalbine yerleştirmek ve onu sana okutturmak Bize düşer. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Şüphesiz onu toplamak ve okumak bize aittir. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Kuşkusuz onu toplamak ve okumak bize aittir. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Çünkü bize aiddir onun cem'i ve Kur'anı |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Onu (göğsünde) toplamak, onu (dilinde akıtıb) okutmak şübhesiz bize âiddir. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Şübhesiz ki onu (senin kalbinde) toplamak ve onu (sana) okutmak bize âiddir. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Çünkü O Kur'an'ı (kalbinde) toplamak ve dilinde okuyuşunu sağlamak bize aiddir. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Şüphe yok ki, onu toplamak da, onu okutmak da Bize aittir. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Onu toplamak da, okutmak da Bize aittir. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | It is for Us to collect it and to promulgate it: |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Kıyamet Sûresi 17. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...
Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...
En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...
En‘âm suresinin 59. ayetinde buyrulur: وَعِنْدَهُ مَفَاتِحُ الْغَيْبِ لَا يَعْلَمُهَٓا اِلَّا هُوَۜ وَيَعْلَمُ مَا فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِۜ وَمَا ت ...