# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَلَٓا اُقْسِمُ بِالنَّفْسِ اللَّوَّامَةِ | |
Türkçe Okunuşu * | Velâ uksimu bi-nnefsi-llevvâme(ti) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Yemin ederim pişmanlık duyup dâimâ kendini kınayan nefse ki, siz mutlaka diriltilip hesâba çekileceksiniz! |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Kendini kınayan (pişmanlık duyan) nefse yemin ederim (diriltilip hesaba çekileceksiniz). |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Ve nedamet çeken nefse yemin ederim. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | (Kusurlarından dolayı kendini) kınayan nefse de yemin ederim (ki diriltilip hesaba çekileceksiniz). |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Yine hayır, yemin ederim o sürekli kendini kınayan nefse. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Yine yo... Kasem ederim o pişman cana (nefsi levvameye) |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | (Hayır, hakıykat öyle değildir). Kendisini alabildiğine kınayan nefse yemîn ederim (ki siz öldükden sonra mutlakaa dirileceksiniz). |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | (Pişmanlık duyup) dâimâ kendini kınayan nefse de yemîn ederim (ki öldükten sonradiriltileceksiniz)! |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Yine kasem ederim pişmankâr nefse ki, (muhakkak öldükten sonra dirileceksiniz). |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Yok; melâmet duyan nefse de yemin ederim. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Ve yemin ederim kendisini kınayan nefse. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | And I do call to witness the self-reproaching spirit: (Eschew Evil). |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Kıyamet Sûresi 2. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...
Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...
En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...
En‘âm suresinin 59. ayetinde buyrulur: وَعِنْدَهُ مَفَاتِحُ الْغَيْبِ لَا يَعْلَمُهَٓا اِلَّا هُوَۜ وَيَعْلَمُ مَا فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِۜ وَمَا ت ...