# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | ثُمَّ كَانَ عَلَقَةً فَخَلَقَ فَسَوّٰىۙ | |
Türkçe Okunuşu * | Śumme kâne ‘alekaten feḣaleka fesevvâ | |
1. | Ömer Çelik Meali | Sonra rahim duvarına tutunmuş cenin hâlini aldı. Derken Allah ona güzel ve düzgün bir biçim verdi. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Sonra bu, alaka (aşılanmış yumurta) olmuş, derken Allah onu (insan biçiminde) yaratıp şekillendirmişti. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Sonra kan pıhtısı olmuş, sonra Allah onu yaratıp şekil vermişti. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Sonra bu, bir “alaka” oldu. Derken Allah onu yaratıp güzelce şekillendirdi. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Sonra bir aleka (embriyon) oldu da Rabbi onu biçime koydu, sonra şekil verdi. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Sonra bir aleka, oldu derken biçimine koydu, derken tesviye etti de |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Sonra o (menî) bir kan pıhtısı olmuş, derken (Allah, onu) insan biçimine koyub yaratmış, (uzuvlarını) düzenlemişdir. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Sonra bir alaka oldu da, (Allah onu insan şeklinde) yarattı ve (a'zâlarını)düzenledi. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Sonra meniden bir kan pıhtısı olmuş da, Allah onu yarattı, derken (insan) biçimine koydu. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Sonra bir kan pıhtısı oldu, artık (Allah onu) yarattı, sonra da (azasını) düzeltti. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Sonra aleka oldu; derken Allah ona güzel ve düzgün bir biçim verdi. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Then did he become a leech-like clot; then did ((Allah)) make and fashion (him) in due proportion. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Kıyamet Sûresi 38. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
YAPMAKTA OLDUĞU İYİLİĞİ DEVAM ETTİRMEKLE İLGİLİ ÂYETLER “Bir toplum inanç ve davranışlarını değiştirmedikçe, Allah da onların durumunu değiştirme ...
Müminûn suresinin 84. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 84. Ayet Arapça: قُلْ لِمَنِ الْاَرْضُ وَمَنْ ف۪يهَٓا اِنْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَ Müm ...
Teğâbün sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 18 âyettir. İsmini, 9. âyette geçen ve “aldanma, aldatma, kar-zarar” mânasına gelen اَلتَّغَابُنُ (teğâbün) k ...
Müminûn suresinin 62. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 62. Ayet Arapça: ِ وَلَا نُكَلِّفُ نَفْسًا اِلَّا وُسْعَهَا وَلَدَيْنَا كِتَابٌ يَنْطِ ...
Müminûn suresinin 53. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 53. Ayet Arapça: ِ فَتَقَطَّعُٓوا اَمْرَهُمْ بَيْنَهُمْ زُبُرًاۜ كُلُّ حِزْبٍ بِمَا لَ ...
Yâsîn sûresi, Mekke’de nâzil olmuştur. 83 âyettir. İsmini birinci âyette geçen يٰسٓ (Yâsîn) kelimesinden alır. Resmî sıralamada 36, iniş sırasına gör ...