# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | كَلَّٓا اِذَا بَلَغَتِ التَّرَاقِيَۙ | |
Türkçe Okunuşu * | Kellâ iżâ belaġati-tterâkiye | |
1. | Ömer Çelik Meali | Hayır, hayır! Can köprücük kemiğine dayandığı, |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Artık gözünüzü açın! Ne zaman ki can köprücük kemiğine dayanır, |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | 26,27. Dikkat edin; can boğaza gelip köprücük kemiklerine dayandığı zaman: "Çare bulan yok mudur?" denir. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | 26,27,28,29,30. Hayır, can boğaza dayandığı, “Kimdir (bunu) iyi edecek?” dendiği, (ölmek üzere olanın da) bunun ayrılış olduğunu bildiği, bacakların birbirine dolandığı zaman, işte o gün sevk ediliş, Rabbinedir. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Hayır hayır, ne zaman ki can köprücük kemiklerine dayanır, |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Hayır hayır ne zaman ki o can köprücüklere dayanır |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Gözünüzü açın, (can) köprücük kemiğine bir dayandığı zaman, |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | 26,27. Hayır! (Can) köprücük kemiklerine dayandığı zaman: “Var mı (bu hastaya) bir okuyacak (tedâvi edecek) kişi?” denilir. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Hayır hayır, (dünya ahirete tercih edilemez). Can köprücük kemiklerine dayanınca, |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Hayır hayır... Vaktâ ki (can) boyun halkasının kemiklerine kavuşur. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Heyhat! Can boğaza dayandığında, |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Yea, when (the soul) reaches to the collarbone (in its exit), |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Kıyamet Sûresi 26. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Nûr sûresinin 51. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 51. Ayet Arapça: اِنَّمَا كَانَ قَوْلَ الْمُؤْمِن۪ينَ اِذَا دُعُٓوا اِلَى اللّٰهِ و ...
Nûr sûresinin 41. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 41. Ayet Arapça: اَلَمْ تَرَ اَنَّ اللّٰهَ يُسَبِّحُ لَهُ مَنْ فِي السَّمٰوَاتِ وَا ...
Nûr sûresinin 33. âyetinde Cenâb-ı Hak şöyle buyurmaktadır: Nûr Suresi 33. Ayet Arapça: وَلْيَسْتَعْفِفِ الَّذ۪ينَ لَا يَجِدُونَ نِكَاحًا حَتّٰى يُ ...
Tahrîm sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 12 âyettir. “Tahrîm”, “haram kılmak” demektir. Birinci âyette Resûlullah (s.a.s.)’in, bazı helâl gıdaları, geç ...
Nûr sûresi 30-31. ayetlerde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 30-31. Ayetler Arapça: قُلْ لِلْمُؤْمِن۪ينَ يَغُضُّوا مِنْ اَبْصَارِهِمْ وَيَحْفَظ ...
"Şunu iyi bilin ki, Allah dostlarına hiçbir korku yoktur ve onlar asla üzülmeyeceklerdir. Onlar hakkıyla iman etmişlerdir ve Allah’a karşı gelmekte ...