# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَظَنَّ اَنَّهُ الْفِرَاقُۙ | |
Türkçe Okunuşu * | Ve zanne ennehu-lfirâk(u) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Can çekişen kişi, bunun gerçek bir ayrılış olduğunu anlayacak. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | (Can çekişen) bunun gerçek bir ayrılış olduğunu anlar. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Artık ayrılık vaktinin geldiğini sanır. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | 26,27,28,29,30. Hayır, can boğaza dayandığı, “Kimdir (bunu) iyi edecek?” dendiği, (ölmek üzere olanın da) bunun ayrılış olduğunu bildiği, bacakların birbirine dolandığı zaman, işte o gün sevk ediliş, Rabbinedir. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Can çekişen bunun o ayrılık anı olduğunu anlar. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Ve sezer o dem temamelfirak |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Ve (can çekişen) hakıykî bir ayrılış olduğunu anladı (anlayacak). |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Ve (o can çekişen kimse ise,) şübhesiz bunun (artık dünyadan) ayrılış olduğunu sezer. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | (Ruhu köprücük kemiklerine dayanmış olan bu kimse, artık dünyadan) gerçek olarak kendisi için ayrılış olduğunu anlamıştır. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve onun şüpesiz bir ayrılış olduğunu sanmış bulunacaktır. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Anlar ki artık ayrılık vaktidir. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | And he will conclude that it was (the Time) of Parting; |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Kıyamet Sûresi 28. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...
Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...
En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...
En‘âm suresinin 59. ayetinde buyrulur: وَعِنْدَهُ مَفَاتِحُ الْغَيْبِ لَا يَعْلَمُهَٓا اِلَّا هُوَۜ وَيَعْلَمُ مَا فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِۜ وَمَا ت ...