# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | لِيَسْـَٔلَ الصَّادِق۪ينَ عَنْ صِدْقِهِمْۚ وَاَعَدَّ لِلْكَافِر۪ينَ عَذَابًا اَل۪يمًا۟ | |
Türkçe Okunuşu * | Liyes-ele-ssâdikîne ‘an sidkihim(c) vea’adde lilkâfirîne ‘ażâben elîmâ(n) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Elbette ki Rabbin, sâdıklara sözlerine dürüstlükle bağlı kalıp kalmadıklarını soracaktır. O, kâfirler için ise çok acı bir azap hazırlamıştır. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Allah bu sözü doğruları doğruluklarıyla sorumlu kılmak için aldı. Kâfirler için de çok acıklı bir azap hazırladı. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Allah, doğrulardan doğruluklarını sormak ve inkarcılara can yakıcı azap hazırlamak için bunu yapmıştır. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | (Allah, bunu) doğru kimseleri doğruluklarından hesaba çekmek için (yapmıştır.) Kâfirlere de elem dolu bir azap hazırlamıştır. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | (Bunu Allah), sadıklara sadakatlerinden sormak için yaptı. Kâfirler için ise acı verecek bir azab hazırladı. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Sadıklara sadakatlerinden soracağı için, kâfirler için ise elîm bir azâb hazırladık |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Tâki (Allah) o saadıklara sadâkatları sorsun. O kâfirler için pek acıklı bir azâb hazırladı. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Tâ ki (Rabbin) o doğru kimselere (peygamberlere) doğruluklarından (yaptıkları tebliğ hakkında) sorsun! Kâfirler için ise (pek) elemli bir azab hazırladı. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Allah, o sadıklara (peygamberlere kıyamette ümmetleri huzurunda) sadakatlarından (tebliğlerinden) sorsun diye, (kendilerinden bu sağlam sözü almıştır.) Kâfirler için ise, acıklı bir azab hazırladı. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Tâ ki, o sâdıklara sadâkatlarından sual etsin ve kâfirler için de pek acıklı bir azap hazırlamıştır. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Tâ ki Allah, sözlerine sadık kalanlara, sadakatlerini sorsun. Kâfirlere ise O acı bir azap hazırlamıştır. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | That (Allah) may question the (custodians) of Truth concerning the Truth they (were charged with): And He has prepared for the Unbelievers a grievous Penalty. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Ahzâb Sûresi 8. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Furkân sûresinin 6. âyetinde Allah Teâla şöyle buyuruyor: Furkân Suresi 6. Ayet Arapça: قُلْ اَنْزَلَهُ الَّذ۪ي يَعْلَمُ السِّرَّ فِي السَّمٰوَاتِ ...
Nûr sûresinin 64. âyetinde Allah Teâla şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 64. Ayet Arapça: اَلَٓا اِنَّ لِلّٰهِ مَا فِي السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِۜ قَدْ يَع ...
Nûr sûresinin 61. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 61. Ayet Arapça: فَاِذَا دَخَلْتُمْ بُيُوتًا فَسَلِّمُوا عَلٰٓى اَنْفُسِكُمْ تَحِيّ ...
Nûr sûresinin 56. âyetinde Allah Teâla şöyle buyurmaktadır: Nûr Suresi 56. Ayet Arapça: وَاَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاٰتُوا الزَّكٰوةَ وَاَط۪يعُوا الرّ ...
Nûr sûresinin 51. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 51. Ayet Arapça: اِنَّمَا كَانَ قَوْلَ الْمُؤْمِن۪ينَ اِذَا دُعُٓوا اِلَى اللّٰهِ و ...
Nûr sûresinin 41. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 41. Ayet Arapça: اَلَمْ تَرَ اَنَّ اللّٰهَ يُسَبِّحُ لَهُ مَنْ فِي السَّمٰوَاتِ وَا ...