# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | لَئِنْ لَمْ يَنْتَهِ الْمُنَافِقُونَ وَالَّذ۪ينَ ف۪ي قُلُوبِهِمْ مَرَضٌ وَالْمُرْجِفُونَ فِي الْمَد۪ينَةِ لَنُغْرِيَنَّكَ بِهِمْ ثُمَّ لَا يُجَاوِرُونَكَ ف۪يهَٓا اِلَّا قَل۪يلًاۚۛ | |
Türkçe Okunuşu * | Le-in lem yentehi-lmunâfikûne velleżîne fî kulûbihim meradun velmurcifûne fî-lmedîneti lenuġriyenneke bihim śümme lâ yucâvirûneke fîhâ illâ kalîlâ(n) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Münafıklar, kalplerinde hastalık bulunanlar ve yalan haberlerle şehirde ortalığı karıştıranlar, eğer bu düşmanca tavırlarından vazgeçmezlerse, biz seni elbette onların başına musallat ederiz de, o zaman bu topraklarda sana komşu olarak ancak çok az bir süre kalabilirler. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Andolsun, iki yüzlüler, kalplerinde hastalık bulunanlar (fuhuş düşüncesi taşıyanlar), şehirde kötü haber yayanlar (bu hallerinden) vazgeçmezlerse, seni onlara musallat ederiz (onlarla savaşmanı ve onları şehirden sürüp çıkarmanı sana emrederiz); sonra orada, senin yanında ancak az bir zaman kalabilirler. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | İkiyüzlüler, kalblerinde fesat bulunanlar, şehirde bozguncu haberler yayanlar, eğer bundan vazgeçmezlerse, and olsun ki, seni onlarla mücadeleye davet ederiz; sonra çevrende az bir zamandan fazla kalamazlar. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | 60,61. Andolsun, eğer münafıklar, kalplerinde bir hastalık bulunanlar ve Medine’de kötü haberler yayıp ortalığı karıştıranlar (tuttukları yoldan) vazgeçmezlerse, elbette seni onların üzerine gitmeye teşvik edeceğiz. Onlar da (bundan sonra) orada lânete uğramış kimseler olarak seninle pek az süre komşu kalacaklardır. Nerede bulunurlarsa, yakalanırlar ve yaman bir şekilde öldürülürler. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Andolsun ki, eğer münafıklar ve kalblerinde bir hastalık olanlar ve Medine'de dedikodu yapanlar, bu yaptıklarından vaz geçmezlerse, mutlaka seni onlara musallat ederiz. Sonra seninle orada az bir zamandan fazla komşu kalamazlar. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Celâlim hakkı için eğer vazgeçmezlerse o Münafıklar, kalblerinde maraz bulunanlar ve şehirde erâcif neşr eden, tahrikât yapanlar, mutlak ve muhakkak seni kendilerine musallat kılarız, sonra orada cıvarına pek az yanaşabilirler |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Andolsun, eğer münafıklar, vicdanlarında bir maraz bulunanlar, şehirde fena haberler yayanlar (bu hallerinden) vaz geçmezler) se mutlak ve muhakkak seni kendilerine musallat ederiz. Sonra orada seninle az bir (zamandan fazla) komşu olamazlar. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Celâlim hakkı için, eğer münâfıklar ve kalblerinde bir hastalık bulunanlar ve Medîne'de yalan haber yayanlar (yahudiler, bu yaptıklarından) vazgeçmezlerse, seni onlara mutlaka musallat ederiz; sonra orada (Medîne'de) ancak pek az (bir süre) sana komşu kalabilirler! |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Celâlim hakkı için, eğer münafıklarla kalblerinde şehvet hastalığı bulunanlar ve şehirde müminlerin ayıblarını arayıb yayanlar, (fenalıklarından) vazgeçmezlerse, muhakkak seni onlara musallat ederiz. Sonra seninle o şehirde (Medine'de) az bir zamandan fazla komşu olamazlar; |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Andolsun ki, eğer münafıklar ve kalplerinde bir maraz bulunan kimseler ve şehirde fena haberler yayanlar, (bu hallerine) nihâyet vermezlerse elbette seni onların üzerlerine musallat ederiz. Sonra sana orada ancak pek az komşu olabilirler. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Münafıklar ile kalplerinde fesat bulunanlar ve yalan haberlerle şehirde ortalığı karıştıranlar eğer bu hareketlerinden vazgeçmezlerse, Biz seni onların üzerine göndeririz de, pek azı müstesna, artık orada sana komşuluk edemezler. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Truly, if the Hypocrites, and those in whose hearts is a disease, and those who stir up sedition in the City, desist not, We shall certainly stir thee up against them: Then will they not be able to stay in it as thy neighbours for any length of time: |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Ahzâb Sûresi 60. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Kur’an’da şöyle buyrulur: اِنَّ الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ وَاَخْبَتُٓوا اِلٰى رَبِّهِمْۙ اُو۬لٰٓئِكَ اَصْحَابُ الْجَنَّةِۚ هُمْ ف۪ ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: اَمْ يَقُولُونَ افْتَرٰيهُۜ قُلْ فَأْتُوا بِعَشْرِ سُوَرٍ مِثْلِه۪ مُفْتَرَيَاتٍ وَادْعُوا مَنِ اسْتَطَعْتُمْ مِنْ دُونِ ا ...
Zebâniler, insanları cehenneme sevkeden ve cehennemi yöneten meleklerdir. Kur’an-ı Kerim’de zebânilerden bahseden ayetler şunlardır: ZEBANİLER İLE İL ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: وَمَا مِنْ دَٓابَّةٍ فِي الْاَرْضِ اِلَّا عَلَى اللّٰهِ رِزْقُهَا وَيَعْلَمُ مُسْتَقَرَّهَا وَمُسْتَوْدَعَهَاۜ كُلٌّ ف۪ي ك ...
Ayet-i kerimede buyrulur: وَاِنْ يَمْسَسْكَ اللّٰهُ بِضُرٍّ فَلَا كَاشِفَ لَهُٓ اِلَّا هُوَۚ وَاِنْ يُرِدْكَ بِخَيْرٍ فَلَا رَٓادَّ لِفَضْلِه۪ۜ يُص۪ ...
Ayet-i kerimede buyrulur: وَاَنْ اَقِمْ وَجْهَكَ لِلدّ۪ينِ حَن۪يفًاۚ وَلَا تَكُونَنَّ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَ “Ve yüzünü hak dine çevir, sakın müşrikler ...