# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | هُنَالِكَ ابْتُلِيَ الْمُؤْمِنُونَ وَزُلْزِلُوا زِلْزَالًا شَد۪يدًا | |
Türkçe Okunuşu * | Hunâlike-btuliye-lmu-minûne vezulzilû zilzâlen şedîdâ(n) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Mü’minler orada böyle çetin şartlarla denendiler ve sarsıldıkça sarsılıp, şiddetle silkelendiler. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | İşte orada iman sahipleri imtihandan geçirilmiş ve şiddetli bir sarsıntıya uğratılmışlardı. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | İşte orada, inananlar denenmiş ve çok şiddetli sarsıntıya uğratılmışlardı. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | İşte orada mü’minler denendiler ve şiddetli bir şekilde sarsıldılar. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | İşte burada müminler imtihan edilmiş ve şiddetli bir sarsıntı ile sarsılmışlardı. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | İşte burada mü'minler imtihan olunmuş ve şiddetli bir surette sarsılmışlar da sarsılmışlardı |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | İşte orada mü'minler imtihaana uğratılmışdı. Şiddetli bir sarsıntı ile sarsılmışlardı. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | İşte orada mü'minler imtihân edilmiş ve şiddetli bir sarsıntı ile sarsılmışlardı. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | İşte burada müminler imtihan olunmuş ve şiddetli bir sarsıntı ile sarsılmışlardı. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | İşte orada mü'minler imtihana tutulmuşlardı ve şiddetli bir sarsıntı ile sarsılmışlardı. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Mü'minler orada, şiddetli bir sarsıntıya tutulmuş halde sınanıyorlardı. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | In that situation were the Believers tried: they were shaken as by a tremendous shaking. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Ahzâb Sûresi 11. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Kur’an’da şöyle buyrulur: اِنَّ هٰذَا الْقُرْاٰنَ يَهْد۪ي لِلَّت۪ي هِيَ اَقْوَمُ وَيُبَشِّرُ الْمُؤْمِن۪ينَ الَّذ۪ينَ يَعْمَلُونَ الصَّالِحَاتِ اَنّ ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: سُبْحَانَ الَّذ۪ٓي اَسْرٰى بِعَبْدِه۪ لَيْلًا مِنَ الْمَسْجِدِ الْحَرَامِ اِلَى الْمَسْجِدِ الْاَقْصَا الَّذ۪ي بَارَكْنَا ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: اُدْعُ اِلٰى سَب۪يلِ رَبِّكَ بِالْحِكْمَةِ وَالْمَوْعِظَةِ الْحَسَنَةِ وَجَادِلْهُمْ بِالَّت۪ي هِيَ اَحْسَنُۜ اِنَّ رَبَّك ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: فَكُلُوا مِمَّا رَزَقَكُمُ اللّٰهُ حَلَالًا طَيِّبًاۖ وَاشْكُرُوا نِعْمَتَ اللّٰهِ اِنْ كُنْتُمْ اِيَّاهُ تَعْبُدُونَ Al ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: اِنَّمَا يَفْتَرِي الْكَذِبَ الَّذ۪ينَ لَا يُؤْمِنُونَ بِاٰيَاتِ اللّٰهِۚ وَاُو۬لٰٓئِكَ هُمُ الْكَاذِبُونَ Ancak Allah’ı ...
Zengin kelimesi sözlükte, “Parası, malı çok olan; varlıklı, yokluksuz, variyetli” demektir. Fıkıhta ise zenginlik, “aslî ihtiyaçlardan fazla mala sah ...