# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَلَقَدْ كَانُوا عَاهَدُوا اللّٰهَ مِنْ قَبْلُ لَا يُوَلُّونَ الْاَدْبَارَۜ وَكَانَ عَهْدُ اللّٰهِ مَسْؤُ۫لًا | |
Türkçe Okunuşu * | Velekad kânû ‘âhedû(A)llâhe min kablu lâ yuvellûne-l-edbâr(a)(c) vekâne ‘ahdu(A)llâhi mes-ûlâ(n) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Oysa daha önce onlar, ne olursa olsun düşman karşısında geri dönüp kaçmayacaklarına dâir Allah’a kesin söz vermişlerdi. Şunu bilin ki, Allah’a verilen sözün hesabı mutlaka sorulacaktır! |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Andolsun ki daha önce onlar, sırt çevirip kaçmayacaklarına dair Allah'a söz vermişlerdi. Allah'a verilen söz mesuliyeti gerektirir! |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | And olsun ki, daha önce, sırt çevirip kaçmayacaklarına dair Allah'a ahd vermişlerdi. Allah'a verilen ahd sorulacaktır. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Andolsun ki, onlar, daha önce geri dönüp kaçmayacaklarına dair Allah’a söz vermişlerdi. Allah’a verilen söz ise sorumluluğu gerektirir. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Halbuki bundan önce Allah'a ahid vermişlerdi. Arkalarını dönmeyeceklerdi. Allah'a verilen ahid ise mesuliyetlidir, mutlaka sorulur. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Halbuki bundan evvel Allaha ahid vermişlerdi: arkalarını dönmiyeceklerdi, Allahın ahdi ise mes'uliyyetlidir, mutlak sorulur |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Halbuki onlar, andolsun, arkalarına dönmeyeceklerini daha evvel Allaha karşı teahhüd de etmişlerdi. Allaha verilen söz (ü nakz edenler) mes'uldür. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Hâlbuki daha önce onlar, arkalarına dönüp kaçmayacaklarına dâir Allah'a söz vermişlerdi. Allah'a verilen söz ise mes'ûliyetlidir. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Halbuki bundan evvel Allah'a söz vermişlerdi: Arkalarını dönmiyeceklerdi. Allah'a verilen söz ise, sorumluluğu gerektirir. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Halbuki, onlar geriye dönmeyeceklerine dair evvelce Allah'a kat'iyyen taahütte bulunmuşlardı. Allah için yapılan bir taahhüt ise sorulmuş olacaktır. |
11. | Ümit Şimşek Meali | And olsun, onlar geri dönmeyeceklerine dair daha önce Allah'a söz vermişlerdi. Allah'a verilen sözün hesabı elbette sorulur. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | And yet they had already covenanted with Allah not to turn their backs, and a covenant with Allah must (surely) be answered for. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Ahzâb Sûresi 15. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Enbiya suresinin 81. ayetinde şöyle buyrulur: Enbiya Suresi 81. Ayet Arapça: وَلِسُلَيْمٰنَ الرّ۪يحَ عَاصِفَةً تَجْر۪ي بِاَمْرِه۪ٓ اِلَى الْاَرْضِ ...
"Göklerde ne var, yerde ne varsa hepsi Allah’ı tesbih eder. O, kudreti dâimâ üstün gelen, her hükmü ve işi hikmetli ve sağlam olandır." (Saf Sûresi ...
"Meryem oğlu İsa da: “Ey İsrâiloğulları! Ben size Allah tarafından gönderilmiş bir peygamberim; daha önce inen Tevrat’ı doğrulamak ve benden sonra g ...
Enbiya suresinin 69. ayetinde şöyle buyrulur: Enbiya Suresi 69. Ayet Arapça: قُلْنَا يَا نَارُ كُون۪ي بَرْدًا وَسَلَامًا عَلٰٓى اِبْرٰه۪يمَۙ Enbi ...
"Allah’a ve Rasûlü’ne gerektiği gibi inanır, mallarınızla ve canlarınızla Allah yolunda cihâd edersiniz. Eğer bilirseniz, sizin için hayırlı olan bu ...
Enbiya suresinin 46. ayetinde şöyle buyrulur: Enbiya Suresi 46. Ayet Arapça: وَلَئِنْ مَسَّتْهُمْ نَفْحَةٌ مِنْ عَذَابِ رَبِّكَ لَيَقُولُنَّ يَا وَ ...