# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | خَالِد۪ينَ ف۪يهَٓا اَبَدًاۚ لَا يَجِدُونَ وَلِيًّا وَلَا نَص۪يرًاۚ | |
Türkçe Okunuşu * | Ḣâlidîne fîhâ ebedâ(en)(s) lâ yecidûne veliyyen velâ nasîrâ(n) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Onlar orada ebediyen kalacaklar, kendilerine yardım edecek ne bir dost ne de bir yardımcı bulabileceklerdir. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | (Onlar) orada ebedî olarak kalacaklar, (kendilerini koruyacak) ne bir dost ne de bir yardımcı bulacaklardır. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | 64,65. Allah şüphesiz, inkarcılara lanet etmiş ve onlara içinde sonsuz olarak temelli kalacakları çılgın alevli cehennemi hazırlamıştır. Onlar bir dost ve yardımcı bulamazlar. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Onlar, orada ebedî olarak kalacaklardır. Hiçbir dost, hiçbir yardımcı bulamayacaklardır. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | (Onlar) orada ebedî kalırlar ve ne bir dost bulabilirler, ne de bir yardımcı. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Onda muhalled kalırlar ve ne bir veliy bulabilirler ne de bir nasîr |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Kendileri orada ebedî kalıcı olarak. Onlar ne bir yâr, ne de bir yardımcı bulmayacaklardır. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | (Onlar) orada ebedî olarak kalıcıdırlar. (O gün kendilerine) ne bir dost, ne de bir yardımcı bulacaklardır. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Orada ebedî olarak kalırlar, ne bir dost bulabilirler, ne de bir yardımcı... |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Orada ebedîyyen kalmaları mukadderdir, ne bir dost ve ne de bir yardımcı bulamayacaklardır. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Orada ebediyen kalırlar; hiçbir dost ve yardımcı da bulamazlar. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | To dwell therein for ever: no protector will they find, nor helper. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Ahzâb Sûresi 65. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
İsra suresinin 82. ayetinde şöyle buyrulur: İsra Suresi 82. Ayet Arapça: وَنُنَزِّلُ مِنَ الْقُرْاٰنِ مَا هُوَ شِفَٓاءٌ وَرَحْمَةٌ لِلْمُؤْمِن۪ينَۙ ...
Kur’ân-ı Kerîm, Allah Teâlâ tarafından biz insanlara gönderilmiş büyük bir hidâyet rehberidir. Allâh’ın kelâmıdır. Gökten indirilmiş, sağlam bir iptir ...
İsra suresinin 70. ayetinde şöyle buyrulur: İsra Suresi 70. Ayet Arapça: وَلَقَدْ كَرَّمْنَا بَن۪ٓي اٰدَمَ وَحَمَلْنَاهُمْ فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِ ...
İsra suresinin 66. ayetinde şöyle buyrulur: İsra Suresi 66. Ayet Arapça: رَبُّكُمُ الَّذ۪ي يُزْج۪ي لَكُمُ الْفُلْكَ فِي الْبَحْرِ لِتَبْتَغُوا مِنْ ...
İsra suresinin 53. ayetinde şöyle buyrulur: İsra Suresi 53. Ayet Arapça: وَقُلْ لِعِبَاد۪ي يَقُولُوا الَّت۪ي هِيَ اَحْسَنُۜ اِنَّ الشَّيْطَانَ يَنْ ...
İsra suresinin 44. ayetinde şöyle buyrulur: İsra Suresi 44. Ayet Arapça: تُسَبِّحُ لَهُ السَّمٰوَاتُ السَّبْعُ وَالْاَرْضُ وَمَنْ ف۪يهِنَّۜ وَاِنْ ...