# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَقَالُوا رَبَّنَٓا اِنَّٓا اَطَعْنَا سَادَتَنَا وَكُبَرَٓاءَنَا فَاَضَلُّونَا السَّب۪يلَا | |
Türkçe Okunuşu * | Ve kâlû rabbenâ innâ eta’nâ sâdetenâ vekuberâenâ feedallûnâ-ssebîlâ | |
1. | Ömer Çelik Meali | Sonra da: “Rabbimiz biz önderlerimize ve büyüklerimize uyduk, onlar da bizi doğru yoldan saptırdılar.” |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Ey Rabbimiz! Biz reislerimize ve büyüklerimize uyduk da onlar bizi yoldan saptırdılar, derler. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | 67,68. "Rabbimiz! Biz yöneticilerimize ve büyüklerimize itaat etmiştik, fakat onlar bizi yoldan saptırdılar.", "Rabbimiz! Onlara iki kat azap ver, onları büyük bir lanete uğrat" derler. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Yine şöyle diyecekler: “Ey Rabbimiz! Biz önderlerimize ve büyüklerimize itaat ettik de bizi yoldan saptırdılar.” |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Yine derler ki: "Ey Rabbimiz! Biz beylerimize ve büyüklerimize itaat ettik de bizi yanlış yola götürdüler." |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Ya rabbena, demektedirler: doğrusu bizler beylerimize ve büyüklerimize itaat ettik de bizi yanlış yola götürdüler |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | (Onlara tabî olanlar da o gün): «Ey Rabbimiz, hakıykat biz reislerimize ve büyüklerimize uyduk. Onlar da bizi yoldan sapdırdılar» demişlerdir (diyeceklerdir). |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Ve: “Rabbimiz! Gerçekten biz, reislerimize ve büyüklerimize uyduk da (onlar) bizi(hak) yoldan saptırdılar” diyeceklerdir. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Yine şöyle diyecekler: “- Ey Rabbimiz! Doğrusu bizler, beylerimize ve büyüklerimize itaat ettik de bizi yanlış yola götürdüler. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve demiş olacaklardır ki: «Yarabbi! Muhakkak biz reislerimize ve büyüklerimize itaat ettik. Artık onlar da bizi doğru yoldan sapıttılar.» |
11. | Ümit Şimşek Meali | “Rabbimiz,” derler. “Biz önderlerimize ve büyüklerimize itaat ettik. Onlar da bizi yoldan saptırdılar. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | And they would say: "Our Lord! We obeyed our chiefs and our great ones, and they misled us as to the (right) Path. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Ahzâb Sûresi 67. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Nûr sûresinin 41. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 41. Ayet Arapça: اَلَمْ تَرَ اَنَّ اللّٰهَ يُسَبِّحُ لَهُ مَنْ فِي السَّمٰوَاتِ وَا ...
Nûr sûresinin 33. âyetinde Cenâb-ı Hak şöyle buyurmaktadır: Nûr Suresi 33. Ayet Arapça: وَلْيَسْتَعْفِفِ الَّذ۪ينَ لَا يَجِدُونَ نِكَاحًا حَتّٰى يُ ...
Tahrîm sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 12 âyettir. “Tahrîm”, “haram kılmak” demektir. Birinci âyette Resûlullah (s.a.s.)’in, bazı helâl gıdaları, geç ...
Nûr sûresi 30-31. ayetlerde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 30-31. Ayetler Arapça: قُلْ لِلْمُؤْمِن۪ينَ يَغُضُّوا مِنْ اَبْصَارِهِمْ وَيَحْفَظ ...
"Şunu iyi bilin ki, Allah dostlarına hiçbir korku yoktur ve onlar asla üzülmeyeceklerdir. Onlar hakkıyla iman etmişlerdir ve Allah’a karşı gelmekte ...
Nûr sûresinin 23. âyetinde Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: Nûr Suresi 23. Ayet Arapça: اِنَّ الَّذ۪ينَ يَرْمُونَ الْمُحْصَنَاتِ الْغَافِلَاتِ الْمُ ...