# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَقَالُٓوا اٰمَنَّا بِه۪ۚ وَاَنّٰى لَهُمُ التَّنَاوُشُ مِنْ مَكَانٍ بَع۪يدٍۚ | |
Türkçe Okunuşu * | Ve kâlû âmennâ bihi veennâ lehumu-ttenâvuşu min mekânin be’îd(in) | |
1. | Ömer Çelik Meali | İş işten geçtikten sonra: “Kur’an’a ve Peygamber’e inandık!” diyecekler. Ama, bu kadar uzak bir mevkiden, tâ âhiretten dünyaya uzanarak, imana ve kurtuluşa ermek nasıl mümkün olacak? |
2. | Diyanet Vakfı Meali | (İş işten geçtikten sonra:) «Ona inandık» demişlerdir, ama uzak yerden (dünya hayatı gelip geçtikten sonra) imana kavuşmak onlar için nasıl mümkün olur? |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | 51,52. Onları korktukları zaman bir görsen; artık kurtuluş yoktur, cehenneme yakın bir yerde yakalanmışlardır. O zaman, "Allah'a inandık" derler ama, ahiret gibi uzak bir yerden imana nasıl kolayca ulaşırlar? |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | (Azabı görünce), “ona inandık derler” ama onlar için, artık uzak bir yerden (dünyadan) iman elde etmek nasıl mümkün olur? |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Ve: "O'na iman ettik" demektedirler. Fakat onlar için (âhiret gibi) uzak bir yerden (imana) el sunmak (ulaşabilmek) nerede? |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Ve «iyman ettik ona» demektedirler, fakat onlara uzak yerden el sunmak nerede? |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | «Ona îman etdik» demişlerdir. Fakat onlar için (dünyâye) uzak (kalmış) bir yerden (tevbeye) el sunmak nerede?. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Artık (iş işten geçtikten sonra): “Ona (Muhammed'e) îmân ettik” demişlerdir. Fakat uzak bir yerden (âhiret âleminden, dünyada olması gereken îmânı) elde etmek, onlar için nasıl (mümkün) olur? |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | (Ve azabı gördükleri zaman): “-Biz O'na= Hz. Muhammed'e (s.a.v.) iman ettik.” demektedirler; fakat uzak bir yerden (ahiretten) tevbe etmek nerede? |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve demiş olurlar ki, ona imân ettik. Fakat onlara uzak bir yerden el sunmak nerede? |
11. | Ümit Şimşek Meali | “Ona iman ettik” demektedirler. Ama o kadar uzaktan imana el atmak ne mümkün? |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | And they will say, "We do believe (now) in the (Truth)"; but how could they receive (Faith) from a position (so far off,- |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Sebe' Sûresi 52. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Ayet-i kerimede buyrulur: وَاِنْ يَمْسَسْكَ اللّٰهُ بِضُرٍّ فَلَا كَاشِفَ لَهُٓ اِلَّا هُوَۚ وَاِنْ يُرِدْكَ بِخَيْرٍ فَلَا رَٓادَّ لِفَضْلِه۪ۜ يُص۪ ...
Ayet-i kerimede buyrulur: وَاَنْ اَقِمْ وَجْهَكَ لِلدّ۪ينِ حَن۪يفًاۚ وَلَا تَكُونَنَّ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَ “Ve yüzünü hak dine çevir, sakın müşrikler ...
Ayet-i kerimede buyrulur: وَلَا تَكُونَنَّ مِنَ الَّذ۪ينَ كَذَّبُوا بِاٰيَاتِ اللّٰهِ فَتَكُونَ مِنَ الْخَاسِر۪ينَ Asla Allah’ın âyetlerini yalan ...
Ayet-i kerimede buyrulur: فَقَالُوا عَلَى اللّٰهِ تَوَكَّلْنَاۚ رَبَّنَا لَا تَجْعَلْنَا فِتْنَةً لِلْقَوْمِ الظَّالِم۪ينَۙ وَنَجِّنَا بِرَحْمَتِكَ ...
Ayet-i kerimede buyrulur: فَاِنْ تَوَلَّيْتُمْ فَمَا سَاَلْتُكُمْ مِنْ اَجْرٍۜ اِنْ اَجْرِيَ اِلَّا عَلَى اللّٰهِۙ وَاُمِرْتُ اَنْ اَكُونَ مِنَ الْم ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اَلَٓا اِنَّ اَوْلِيَٓاءَ اللّٰهِ لَا خَوْفٌ عَلَيْهِمْ وَلَا هُمْ يَحْزَنُونَۚ Bilesiniz ki Allah’ın dostlarına hiçbir ...