# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | قُلْ اِنَّ رَبّ۪ي يَبْسُطُ الرِّزْقَ لِمَنْ يَشَٓاءُ وَيَقْدِرُ وَلٰكِنَّ اَكْثَرَ النَّاسِ لَا يَعْلَمُونَ۟ | |
Türkçe Okunuşu * | Kul inne rabbî yebsutu-rrizka limen yeşâu veyakdiru velâkinne ekśera-nnâsi lâ ya’lemûn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | De ki: “Rabbim dilediğine rızkı bol verir, dilediğine az verir. Ne var ki, insanların çoğu bu gerçeği bilmez.” |
2. | Diyanet Vakfı Meali | De ki: Rabbim, dilediğine bol rızık verir ve (dilediğinden) kısar; fakat insanların çoğu bilmezler. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | De ki: "Şüphesiz Rabbim rızkı dilediğine genişletir ve bir ölçüye göre verir, fakat insanların çoğu bilmezler." |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Ey Muhammed, de ki: “Şüphesiz, Rabbim rızkı dilediğine bol verir ve (dilediğine) kısar. Fakat insanların çoğu bilmezler.” |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | De ki: "Rabbim rızkı dilediğine genişletir, dilediğine sıkar. Fakat insanların çoğu bilmezler." |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | De ki rabbım rızkı dilediğine döşer dilediğine sıkar ve lâkin nâsın ekserisi bilmezler |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | De ki: «Şübhesiz Rabbim kimi dilerse onun rızkını genişletir, (kimi de dilerse onunkini) daraltır. Fakat insanların çoğu (bunu) bilmezler». |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | De ki: “Şübhesiz ki Rabbim, (imtihân için) dilediğine rızkı genişletir ve (dilediğine)daraltır. Fakat insanların çoğu bilmezler.” |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | (Ey Rasûlüm, onlara) de ki: “- Rabbim dilediğine rızkı genişletir, dilediğine kısar. Fakat insanların çoğu bilmezler (bu gerçeği tasdik etmezler). |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | De ki: «Şüphe yok Rabbim rızkı dilediği kimseye genişletir ve darlaştırır. Fakat insanların çoğu bilmezler.» |
11. | Ümit Şimşek Meali | Sen de ki: Rabbim dilediğinin rızkını genişletir, dilediğininkini daraltır. Lâkin insanların çoğu bunu bilmez. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Say: "Verily my Lord enlarges and restricts the Provision to whom He pleases, but most men understand not." |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Sebe' Sûresi 36. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Teğâbün sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 18 âyettir. İsmini, 9. âyette geçen ve “aldanma, aldatma, kar-zarar” mânasına gelen اَلتَّغَابُنُ (teğâbün) k ...
Müminûn suresinin 62. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 62. Ayet Arapça: ِ وَلَا نُكَلِّفُ نَفْسًا اِلَّا وُسْعَهَا وَلَدَيْنَا كِتَابٌ يَنْطِ ...
Müminûn suresinin 53. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 53. Ayet Arapça: ِ فَتَقَطَّعُٓوا اَمْرَهُمْ بَيْنَهُمْ زُبُرًاۜ كُلُّ حِزْبٍ بِمَا لَ ...
Yâsîn sûresi, Mekke’de nâzil olmuştur. 83 âyettir. İsmini birinci âyette geçen يٰسٓ (Yâsîn) kelimesinden alır. Resmî sıralamada 36, iniş sırasına gör ...
Müminûn suresinin 29. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 29. Ayet Arapça: ِ وَقُلْ رَبِّ اَنْزِلْن۪ي مُنْزَلًا مُبَارَكًا وَاَنْتَ خَيْرُ الْمُ ...
Müminûn suresinin 21. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 21. Ayet Arapça: ِ وَاِنَّ لَكُمْ فِي الْاَنْعَامِ لَعِبْرَةًۜ نُسْق۪يكُمْ مِمَّا ف۪ي ...