# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | فَيَوْمَئِذٍ لَا يَنْفَعُ الَّذ۪ينَ ظَلَمُوا مَعْذِرَتُهُمْ وَلَا هُمْ يُسْتَعْتَبُونَ | |
Türkçe Okunuşu * | Feyevme-iżin lâ yenfe’u-lleżîne zalemû ma’żiratuhum velâ hum yusta’tebûn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Artık o gün, zulmedenlere ileri sürdükleri özürler bir fayda sağlamayacak; onların dünyaya dönüp Allah’ı râzı edecek işler yapma isteklerine de olumlu cevap verilmeyecek. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Artık o gün, zulmedenlerin (beyan edecekleri) mazeretleri fayda vermeyeceği gibi, onlardan Allah'ı hoşnut etmeye çalışmaları da istenmez. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Zulmedenlerin, o gün mazeretleri fayda vermez; artık kendilerinden Allah'ı hoşnut edecek şeyleri yapmaları da istenmez. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | O gün zulmedenlere mazeretleri fayda sağlamaz, Allah’ı razı edecek amelleri işleme istekleri de kabul edilmez. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Artık o gün zulmedenlere mazeretleri fayda vermeyecektir. Onların dertlerinin çaresine de bakılmayacaktır. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Artık o gün o zulmedenlere ma'ziretleri faide vermez ve dertlerinin çaresine bakılmaz |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Artık zulmedenlere o gün ma'ziretleri fâide vermeyecek, onlardan (Allahın râzî olacağı şey'e) rücû' da istenmeyecekdir. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Artık o gün, zulmedenlere, ne ma'zeretleri fayda verir, ne de onlardan (Allah'ı) râzı etmeleri istenir. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Artık o kıyamet günü, o kâfirlere özür dilemeleri fayda vermez ve dertlerinin çaresine bakılmaz. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Zulmetmiş olanlara o günde özür dilemeleri kendilerine faide vermez ve onlardan rızayı câlip bir şey de istenmeyecektir. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Zulmedenlere o gün mazeretleri bir fayda vermez; artık onlardan Allah'ı hoşnut edecek birşey de istenmez. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | So on that Day no excuse of theirs will avail the Transgressors, nor will they be invited (then) to seek grace (by repentance). |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Rûm Sûresi 57. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Enbiya suresinin 81. ayetinde şöyle buyrulur: Enbiya Suresi 81. Ayet Arapça: وَلِسُلَيْمٰنَ الرّ۪يحَ عَاصِفَةً تَجْر۪ي بِاَمْرِه۪ٓ اِلَى الْاَرْضِ ...
"Göklerde ne var, yerde ne varsa hepsi Allah’ı tesbih eder. O, kudreti dâimâ üstün gelen, her hükmü ve işi hikmetli ve sağlam olandır." (Saf Sûresi ...
"Meryem oğlu İsa da: “Ey İsrâiloğulları! Ben size Allah tarafından gönderilmiş bir peygamberim; daha önce inen Tevrat’ı doğrulamak ve benden sonra g ...
Enbiya suresinin 69. ayetinde şöyle buyrulur: Enbiya Suresi 69. Ayet Arapça: قُلْنَا يَا نَارُ كُون۪ي بَرْدًا وَسَلَامًا عَلٰٓى اِبْرٰه۪يمَۙ Enbi ...
"Allah’a ve Rasûlü’ne gerektiği gibi inanır, mallarınızla ve canlarınızla Allah yolunda cihâd edersiniz. Eğer bilirseniz, sizin için hayırlı olan bu ...
Enbiya suresinin 46. ayetinde şöyle buyrulur: Enbiya Suresi 46. Ayet Arapça: وَلَئِنْ مَسَّتْهُمْ نَفْحَةٌ مِنْ عَذَابِ رَبِّكَ لَيَقُولُنَّ يَا وَ ...