# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | يَدْعُوا لَمَنْ ضَرُّهُٓ اَقْرَبُ مِنْ نَفْعِه۪ۜ لَبِئْسَ الْمَوْلٰى وَلَبِئْسَ الْعَش۪يرُ | |
Türkçe Okunuşu * | Yed’û lemen darruhu akrabu min nef’ihi lebi/se-lmevlâ velebi/se-l’aşîr(u) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Hatta o bazan zararı faydasından daha çok olan şeylere yalvarıp yakarır. Oysa, yalvardığı o varlık, gerçekte ne kötü bir efendi, ne fenâ bir arkadaştır! |
2. | Diyanet Vakfı Meali | O, zararı faydasından daha (akla) yakın olan bir varlığa yalvarır. O (yalvardığı), ne kötü bir yardımcı, ne kötü bir dosttur! |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Kendisine zararı faydasından daha yakın olana yalvarır. Yalvardığı şey ne kötü yardımcı ve ne kötü yoldaştır! |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Zararı faydasından daha yakın olana tapar. O (taptığı) ne kötü yardımcı, ne fena yoldaştır! |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Herhalde o, zararı faydasından daha yakın olana yalvarıyor. Yalvardığı şey ne kötü yardımcı ve ne kötü yoldaştır. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Her halde zararı nef'ınden daha yakın olan zat diye yalvarıyor, o ne fena efendi, o ne fena yardak |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | (Evet) o, zararı fâidesinden daha yakın olana tapar. (Tapdığı o nesne) ne kötü yardımcı, ne fena yoldaşdır! |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | (Hem) zararı faydasından daha yakın olana yalvarır. (O yalvardığı şey) ne kötü yardımcı ve ne kötü arkadaştır! |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | (Hak dinden çıkan) o insan, zararı faydasından daha yakın olana tapar. Taptığı şey ne fena dost, ne de kötü arkadaş!... |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Zararı faidesinden daha yakın olan kimseye ibadet eder. Ne fena yardımcı ve ne fena sahip. |
11. | Ümit Şimşek Meali | O, aslında, yarardan çok zarar beklenecek şeye dua etmektedir. Ne kötü bir dost, ne kötü bir yoldaştır o! |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | (Perhaps) they call on one whose harm is nearer than his profit: evil, indeed, is the patron, and evil the companion (for help)! |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Hac Sûresi 13. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Ayet-i kerimede buyrulur: اَلَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَلَمْ يَلْبِسُٓوا ا۪يمَانَهُمْ بِظُلْمٍ اُو۬لٰٓئِكَ لَهُمُ الْاَمْنُ وَهُمْ مُهْتَدُونَ۟ İman edip ...
Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...
Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...
En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...