# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَلَئِنْ اَرْسَلْنَا ر۪يحًا فَرَاَوْهُ مُصْفَرًّا لَظَلُّوا مِنْ بَعْدِه۪ يَكْفُرُونَ | |
Türkçe Okunuşu * | Vele-in erselnâ rîhan feraevhu musferran lezallû min ba’dihi yekfurûn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Ama biz o dirilmiş araziye kavurucu bir rüzgâr göndersek de onlar, o yemyeşil bitkileri sararmış solmuş görseler, ardından yine nankörlük etmeye başlarlar. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Andolsun ki, bir rüzgâr göndersek de onu (ekini) sararmış görseler, ardından muhakkak nankörlüğe başlarlar. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Bir rüzgar göndersek de yeşilliklerin sarardığını görseler hemen nankörlüğe başlarlar. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Andolsun, eğer (ekinlerine zararlı) bir rüzgâr göndersek de o ekini sararmış görseler, ardından mutlaka nankörlük etmeye başlarlar. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Andolsun ki biz, bir rüzgâr göndersek de onu (rahmetin eseri olan ekini) sararmış görseler, mutlaka onun arkasından nankörlüğe başlarlar. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Celâlim hakkı için bir rüzgâr göndersek de onu - o eseri - sararmış görseler mutlak onun arkasından küfrana başlarlar |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Andolsun, biz bir rüzgâr gönderir de Onu (n eserini) sararmış görürlerse ardından muhakkak ki küfraana başlarlar. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Celâlim hakkı için, eğer (zararlı) bir rüzgâr göndersek de onu (o bitkileri) sararmış(solmuş) görseler, bundan sonra elbette nankörlük etmeye başlarlar. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Doğrusu biz, (ekinleri üzerine kurutucu veya dondurucu) bir yel göndersek de, o ekini sararmış görseler, muhakkak ardından Allah'ı ve nimetlerini inkâra koyulurlar. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Andolsun eğer bir rüzgar göndersek de onu o rüzgar ile ekinleri sararmış (solmuş) görseler, elbette ki onun ardından nankörlüğe başlarlar. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Biz onlara bir rüzgâr göndersek de ekinlerini sararmış görseler, ardından yine nankörlüğe saparlar. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | And if We (but) send a Wind from which they see (their tilth) turn yellow,- behold, they become, thereafter, Ungrateful (Unbelievers)! |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Rûm Sûresi 51. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...
Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...
En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...
En‘âm suresinin 59. ayetinde buyrulur: وَعِنْدَهُ مَفَاتِحُ الْغَيْبِ لَا يَعْلَمُهَٓا اِلَّا هُوَۜ وَيَعْلَمُ مَا فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِۜ وَمَا ت ...