# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | لِيَكْفُرُوا بِمَٓا اٰتَيْنَاهُمْۙ وَلِيَتَمَتَّعُوا۠ فَسَوْفَ يَعْلَمُونَ | |
Türkçe Okunuşu * | Liyekfurû bimâ âteynâhum veliyetemette’û(s) fesevfe ya’lemûn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Kendilerine verdiğimiz bunca nimetlere nankörlük etsinler; yiyip içip sefâ sürsünler bakalım. Nasıl olsa yaptıklarının âkıbetini yakında bilecekler! |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Kendilerine verdiklerimize karşı nankörlük etsinler ve sefa sürsünler bakalım! Ama yakında bilecekler! |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | 65,66. Gemiye bindikleri zaman, dini yalnız Allah'a has kılarak O'na yalvarırlar; ama Allah onları karaya çıkararak kurtarınca, kendilerine verdiği nimete nankörlük ederek O'na hemen eş koşarlar. Zevklensinler bakalım, yakında bileceklerdir. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Kendilerine verdiğimiz nimetlere nankörlük etsinler ve bir süre daha faydalansınlar bakalım! İleride bilecekler. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Kendilerine verdiklerimize nankörlük etsinler ve safâ sürsünler bakalım! Ama yakında bilecekler. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Ki kendilerine verdiğimiz ni'mete nankörlük etsinler ve hayattan zevk alsınlar diye, fakat ileride bilirler |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Ki (bu suretle) kendilerine verdiğimiz (ni'metler) e nankörlük etsinler ve (hayâtdan) zevk alsınlar diye. Fakat onlar yakında bileceklerdir. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Tâ ki kendilerine verdiğimiz şeylere (ni'metlere) nankörlük etsinler ve zevkedalsınlar! Fakat (onlar yaptıklarının âkıbetini) ileride bilecekler! |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Kendilerine verdiğimiz nimeti (kurtuluş nimetini) inkâr etsinler ve (geçici dünya hayatından) zevk alsınlar diye (eski tutumları olan şirke dönerler)...Fakat yakında (onlara ne azab yapılacağını) bileceklerdir. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Kendilerine verdiğimiz şeye nankörlük etsinler ve istifadede bulunsunlar diye. Fakat yakın da bileceklerdir. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Nankörlük etsinler verdiklerimize, nasiplenedursunlar. Yakında görecekler. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Disdaining ungratefully Our gifts, and giving themselves up to (worldly) enjoyment! But soon will they know. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Ankebût Sûresi 66. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنَّ اللّٰهَ اشْتَرٰى مِنَ الْمُؤْمِن۪ينَ اَنْفُسَهُمْ وَاَمْوَالَهُمْ بِاَنَّ لَهُمُ الْجَنَّةَۜ يُقَاتِلُونَ ف۪ي سَب۪يل ...
“Siz bu iftira etme işinin önemsiz olduğunu sanıyorsunuz. Halbuki o, Allah katında çok büyük bir suçtur.” (Nûr sûresi (24), 15) İslâm tarihini ...
Peygamberimizin (s.a.v.) ismi Kur’an-ı Kerim’de beş defa geçmektedir. Peygamberimiz (s.a.v.) Kur’an’da dört defa “Muhammed”, bir defa da “Ahmed” olara ...
Sözlükte “korku namazı” anlamına gelen salâtü'l-havf tabiri fıkıhta düşman, eşkıya, hayvan saldırısı yahut yangın, sel tehlikesi gibi tehditler karşıs ...
Ayet-i kerimede buyrulur: ثُمَّ تُرَدُّونَ اِلٰى عَالِمِ الْغَيْبِ وَالشَّهَادَةِ فَيُنَبِّئُكُمْ بِمَا كُنْتُمْ تَعْمَلُونَ Sonra gizli açık her ...
Hatim, “Kur’ân-ı Kerîm’i başından sonuna kadar ezberden veya yüzünden okuma” demektir. Ebû Ümâme radıyallahu anh, ben Resûlullah sallallahu aleyhi ve ...