# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | فَاَنْجَيْنَاهُ وَاَصْحَابَ السَّف۪ينَةِ وَجَعَلْنَاهَٓا اٰيَةً لِلْعَالَم۪ينَ | |
Türkçe Okunuşu * | Feenceynâhu veashâbe-ssefîneti vece’alnâhâ âyeten lil’âlemîn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Fakat biz Nûh’u ve gemide bulunanları kurtardık. O gemiyi de, o hâdiseyi de arkadan gelecek bütün insanlar için bir ibret kıldık. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Fakat biz onu ve gemidekileri kurtardık ve bunu âlemlere bir ibret yaptık. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Ama Biz, Nuh'u ve gemide bulunanları kurtardık ve bunu dünyalara bir ibret kıldık. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Biz de onu (Nûh’u) ve gemide bulunanları kurtardık ve bunu âlemlere bir ibret kıldık. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Fakat biz onu ve gemidekileri kurtardık ve bunu âlemlere bir ibret yaptık. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Binnetice onu ve gemi arkadaşlarını netâca çıkardık ve o gemiyi âlemlere bir âyet kıldık |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Fakat biz onu da, gemi arkadaşlarını da selâmete erdirmiş ve bunu aalemlere bir ibret yapmışızdır. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Fakat onu ve gemi halkını kurtardık ve onu (o gemiyi ve o tûfânı) âlemlere bir ibret kıldık. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Biz de onu (Nûh'u) ve gemi arkadaşlarını kurtardık; ve gemiyi alemlere bir ibret yaptık. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Fakat Biz onu ve gemi arkadaşlarını necâta erdirdik ve onu (O hadiseyi) âlemler için bir ibret kıldık. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Nuh'u ve gemi ahalisini ise kurtardık; o gemiyi de âlemlere bir âyet yaptık. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | But We saved him and the companions of the Ark, and We made the (Ark) a Sign for all peoples! |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Ankebût Sûresi 15. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Nûr sûresinin 41. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 41. Ayet Arapça: اَلَمْ تَرَ اَنَّ اللّٰهَ يُسَبِّحُ لَهُ مَنْ فِي السَّمٰوَاتِ وَا ...
Nûr sûresinin 33. âyetinde Cenâb-ı Hak şöyle buyurmaktadır: Nûr Suresi 33. Ayet Arapça: وَلْيَسْتَعْفِفِ الَّذ۪ينَ لَا يَجِدُونَ نِكَاحًا حَتّٰى يُ ...
Tahrîm sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 12 âyettir. “Tahrîm”, “haram kılmak” demektir. Birinci âyette Resûlullah (s.a.s.)’in, bazı helâl gıdaları, geç ...
Nûr sûresi 30-31. ayetlerde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 30-31. Ayetler Arapça: قُلْ لِلْمُؤْمِن۪ينَ يَغُضُّوا مِنْ اَبْصَارِهِمْ وَيَحْفَظ ...
"Şunu iyi bilin ki, Allah dostlarına hiçbir korku yoktur ve onlar asla üzülmeyeceklerdir. Onlar hakkıyla iman etmişlerdir ve Allah’a karşı gelmekte ...
Nûr sûresinin 23. âyetinde Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: Nûr Suresi 23. Ayet Arapça: اِنَّ الَّذ۪ينَ يَرْمُونَ الْمُحْصَنَاتِ الْغَافِلَاتِ الْمُ ...