# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | اَوْ تَقُولَ لَوْ اَنَّ اللّٰهَ هَدٰين۪ي لَكُنْتُ مِنَ الْمُتَّق۪ينَۙ | |
Türkçe Okunuşu * | Ev tekûle lev enna(A)llâhe hedânî lekuntu mine-lmuttekîn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Yine o: “Eğer Allah bana doğru yolu gösterseydi, ben de elbette şirk ve isyândan sakınanlardan olurdum” diye mazeretler öne sürmesin. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | 57, 58. Veya: Allah bana hidayet verseydi, elbette sakınanlardan olurdum, diyeceği, yahut azabı gördüğünde: Keşke benim için bir kez (dönmeye) imkân bulunsa da iyilerden olsam! diyeceği günden sakının. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | 57,58. Veya, "Allah beni doğru yola eriştirseydi sakınanlardan olurdum" diyeceği, yahut, azabı gördüğünde: "Keşke benim için dönüş imkanı bulunsa da iyilerden olsam" diyeceği günden sakının. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Yahut, “Allah beni doğru yola iletseydi, elbette O’na karşı gelmekten sakınanlardan olurdum” demesin. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Yahut şöyle diyecektir: "Allah bana doğru yolu gösterseydi, her halde ben müttakilerden olurdum." |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Yâhud diyeceği: Allah bana yolunu gösterse idi her halde ben müttekılerden olurdum |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | yahud «Hakıykaten Allah bana hidâyet verseydi her halde (şirkden günâhlardan) sakınanlardan olurdum» diyeceği, |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | 57,58. Yâhut: “Doğrusu Allah beni hidâyete erdirmiş olsaydı, elbette (ben de) takvâ sâhiblerinden olurdum” demesi(nden) yâhut azâbı gördüğü zaman: “Keşke benim için gerçekten bir kere daha (dünyaya dönüş) olsaydı da iyilik edenlerden olsaydım!” demesi(nden evvel Kur'ân'a tâbi' olun)! |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Yahud şöyle demesi var: “- Eğer Allah bana hidayet vereydi, muhakkak ben, Allah'dan korkanlardan (şirkten sakınanlardan) olurdum.” |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Veya (her nefsin) şüphe yok ki, «Eğer Allah bana hidâyet etse idi elbette ben muttakîlerden olurdum,» demesinden evvel (uyanması lâzımdır). |
11. | Ümit Şimşek Meali | Veya “Allah bana hidayet verseydi ben de sakınanlardan olurdum” demesin. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | "Or (lest) it should say: ´If only Allah had guided me, I should certainly have been among the righteous!´- |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Zümer Sûresi 57. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Müminûn suresinin 84. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 84. Ayet Arapça: قُلْ لِمَنِ الْاَرْضُ وَمَنْ ف۪يهَٓا اِنْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَ Müm ...
Teğâbün sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 18 âyettir. İsmini, 9. âyette geçen ve “aldanma, aldatma, kar-zarar” mânasına gelen اَلتَّغَابُنُ (teğâbün) k ...
Müminûn suresinin 62. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 62. Ayet Arapça: ِ وَلَا نُكَلِّفُ نَفْسًا اِلَّا وُسْعَهَا وَلَدَيْنَا كِتَابٌ يَنْطِ ...
Müminûn suresinin 53. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 53. Ayet Arapça: ِ فَتَقَطَّعُٓوا اَمْرَهُمْ بَيْنَهُمْ زُبُرًاۜ كُلُّ حِزْبٍ بِمَا لَ ...
Yâsîn sûresi, Mekke’de nâzil olmuştur. 83 âyettir. İsmini birinci âyette geçen يٰسٓ (Yâsîn) kelimesinden alır. Resmî sıralamada 36, iniş sırasına gör ...
Müminûn suresinin 29. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 29. Ayet Arapça: ِ وَقُلْ رَبِّ اَنْزِلْن۪ي مُنْزَلًا مُبَارَكًا وَاَنْتَ خَيْرُ الْمُ ...