# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | قُلْ لِلّٰهِ الشَّفَاعَةُ جَم۪يعًاۜ لَهُ مُلْكُ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِۜ ثُمَّ اِلَيْهِ تُرْجَعُونَ | |
Türkçe Okunuşu * | Kul li(A)llâhi-şşefâ’atu cemî’â(an)(s) lehu mulku-ssemâvâti vel-ard(i)(s) śümme ileyhi turce’ûn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | De ki: “Şefaat bütünüyle Allah’ındır. Göklerin ve yerin mutlak mülkiyeti ve hâkimiyeti yalnız O’na aittir. Sonunda, hesap vermek üzere, O’nun huzuruna döndürüleceksiniz.” |
2. | Diyanet Vakfı Meali | De ki: Bütün şefâat Allah'ındır. Göklerin ve yerin hükümranlığı O'nundur. Sonra O'na döndürüleceksiniz. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | De ki: "Bütün şefaat Allah'ın iznine bağlıdır. Göklerin ve yerin hükümranlığı O'nundur. Sonra O'na döneceksiniz." |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | De ki: “Şefaat tümüyle Allah’a aittir. Göklerin ve yerin hükümranlığı O’nundur. Sonra yalnız O’na döndürüleceksiniz.” |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | De ki: "Bütün şefaat Allah'ındır. Göklerin ve yerin mülkü O'nundur. Sonra hep döndürülüp O'na götürüleceksiniz." |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | De ki Allahındır o şefaat bütün, onundur mülkü Göklerin ve Yerin, sonra hep döndürülüp ona götürüleceksiniz |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | De ki: «Bütün şefaat (hakkı) Allahındır. Göklerin ve yerin mülk (-ü tasarrufu) onundur. Nihayet (hepiniz) ancak Ona döndürü (lüb götürü) leceksiniz». |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | De ki: “Şefâat tamâmen Allah'a âiddir. Göklerin ve yerin mülkü, O'nundur. Sonra ancak O'na döndürüleceksiniz.” |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | De ki: “- Bütün şefaat Allah'ın kudretindedir. Göklerin ve yerin mülkü O'nundur. Sonra (ahirette) hep döndürülüb O'na götürüleceksiniz.” |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | De ki: «Bütün şefaat, Allah içindir. Göklerin ve yerin mülkü O'nun içindir. Sonra O'na döndürüleceksinizdir.» |
11. | Ümit Şimşek Meali | De ki: Şefaat tümüyle Allah'a aittir. Göklerin ve yerin egemenliği Onundur. Sonunda Onun huzuruna döneceksiniz. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Say: "To Allah belongs exclusively (the right to grant) intercession: to Him belongs the dominion of the heavens and the earth: In the End, it is to Him that ye shall be brought back." |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Zümer Sûresi 44. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
YAPMAKTA OLDUĞU İYİLİĞİ DEVAM ETTİRMEKLE İLGİLİ ÂYETLER “Bir toplum inanç ve davranışlarını değiştirmedikçe, Allah da onların durumunu değiştirme ...
Müminûn suresinin 84. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 84. Ayet Arapça: قُلْ لِمَنِ الْاَرْضُ وَمَنْ ف۪يهَٓا اِنْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَ Müm ...
Teğâbün sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 18 âyettir. İsmini, 9. âyette geçen ve “aldanma, aldatma, kar-zarar” mânasına gelen اَلتَّغَابُنُ (teğâbün) k ...
Müminûn suresinin 62. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 62. Ayet Arapça: ِ وَلَا نُكَلِّفُ نَفْسًا اِلَّا وُسْعَهَا وَلَدَيْنَا كِتَابٌ يَنْطِ ...
Müminûn suresinin 53. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 53. Ayet Arapça: ِ فَتَقَطَّعُٓوا اَمْرَهُمْ بَيْنَهُمْ زُبُرًاۜ كُلُّ حِزْبٍ بِمَا لَ ...
Yâsîn sûresi, Mekke’de nâzil olmuştur. 83 âyettir. İsmini birinci âyette geçen يٰسٓ (Yâsîn) kelimesinden alır. Resmî sıralamada 36, iniş sırasına gör ...