# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | قَدْ قَالَهَا الَّذ۪ينَ مِنْ قَبْلِهِمْ فَمَٓا اَغْنٰى عَنْهُمْ مَا كَانُوا يَكْسِبُونَ | |
Türkçe Okunuşu * | Kad kâlehâ-lleżîne min kablihim femâ aġnâ ‘anhum mâ kânû yeksibûn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Gerçek şu ki, onlardan önce gelip geçenler de böyle söylemişlerdi. Fakat kazandıkları şeyler kendilerine hiçbir fayda sağlamadı. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Bunu onlardan öncekiler de söylemişti; ama kazandıkları şeyler onlara fayda vermedi. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Bunu onlardan öncekiler de söylemişti, ama kazandıkları şeyler onlara fayda vermedi. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Bunu kendilerinden öncekiler de söylemişti ama kazandıkları şeyler onlara hiçbir yarar sağlamamıştı. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Onu, bunlardan öncekiler de söyledi. Fakat o kazandıkları, kendilerini kurtarmadı. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Onu bunlardan evvelkiler de söyledi fakat o kazandıkları kendilerini kurtarmadı |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Bu (sözü) onlardan evvelkiler de söylemiş (ler) di de kazanmakda oldukları o şeyler kendilerine hiç bir fâide vermemiş, |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Muhakkak ki onlardan öncekiler de bunu söylemişlerdi; ama kazanageldikleri şeyler kendilerine bir fayda vermedi. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Onlardan (senin kavminden) evvelkiler de bu sözü söylemişlerdi. Fakat o kazandıkları küfür kendilerini kurtarmadı. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Muhakkak ki, onu bunlardan evvelkiler de söylemiştir. Fakat kazanır oldukları şey, onları ihtiyaçtan kurtaramamıştır. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Onlardan öncekiler de böyle demişti; fakat kazandıkları kendilerini kurtaramadı. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Thus did the (generations) before them say! But all that they did was of no profit to them. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Zümer Sûresi 50. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Enbiya suresinin 34. ayetinde şöyle buyrulur: Enbiya Suresi 34. Ayet Arapça: وَمَا جَعَلْنَا لِبَشَرٍ مِنْ قَبْلِكَ الْخُلْدَۜ اَفَا۬ئِنْ مِتَّ فَه ...
"Gerçekten biz Âdemoğullarını şerefli kıldık, onlara karada ve denizde kendilerini taşıyacak vasıtalar lutfettik, onları temiz ve hoş nimetlerle rız ...
Enbiya suresinin 22. ayetinde şöyle buyrulur: Enbiya Suresi 22. Ayet Arapça: لَوْ كَانَ ف۪يهِمَٓا اٰلِهَةٌ اِلَّا اللّٰهُ لَفَسَدَتَاۚ فَسُبْحَانَ ...
Enbiya suresinin 7. ayetinde şöyle buyrulur: Enbiya Suresi 7. Ayet Arapça: وَمَٓا اَرْسَلْنَا قَبْلَكَ اِلَّا رِجَالًا نُوح۪ٓي اِلَيْهِمْ فَسْـَٔلُ ...
Taha suresinin 132. ayetinde şöyle buyrulur: Taha Suresi 132. Ayet Arapça: وَأْمُرْ اَهْلَكَ بِالصَّلٰوةِ وَاصْطَبِرْ عَلَيْهَاۜ لَا نَسْـَٔلُكَ رِ ...
"Kad efleha-l muminûn. (Mü’minler, gerçekten kurtuluşa ermişlerdir.)" - Mü'minûn Sûresi 1. Ayet "Onlar namazlarında tam bir tevazu, teslimiyet ve ...