# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | ثُمَّ اِنَّكُمْ يَوْمَ الْقِيٰمَةِ عِنْدَ رَبِّكُمْ تَخْتَصِمُونَ۟ | |
Türkçe Okunuşu * | Śumme innekum yevme-lkiyâmeti ‘inde rabbikum taḣtasimûn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Sonra siz kıyâmet günü Rabbinizin huzurunda duruşmaya çıkacak ve orada birbirinizle dâvalaşacaksınız. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Sonra şüphesiz, siz de kıyamet günü, Rabbinizin huzurunda davalaşacaksınız. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Ey insanlar! Sonra siz, kıyamet günü Rabbinizin huzurunda duruşmaya çıkacaksınız. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Sonra şüphesiz siz kıyamet günü Rabbinizin huzurunda muhakeme edileceksiniz. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Sonra siz muhakkak kıyamet gününde Rabbinizin huzurunda birbirinizden davacı olacaksınız. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Sonra siz muhakkak rabbınızın huzurunda muhakemeye duruşacaksınız |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Sonra (ey insanlar), şübhesiz, siz de Rabbinizin huzuurunda muhaakemeye durulacaksınız. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Sonra muhakkak siz, kıyâmet günü Rabbinizin huzûrunda birbirinizden da'vâcı olacaksınız. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Sonra kıyamet günü, hepiniz Rabbinizin huzurunda (haklı haksız) birbirinizden davacı olacaksınız. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Sonra muhakkak ki, sizler Kıyamet günü Rabbinizin huzurunda muhâsemede bulunacaksınızdır. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Kıyamet gününde ise Rabbinizin katında dâvâlaşacaksınız. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | In the end will ye (all), on the Day of Judgment, settle your disputes in the presence of your Lord. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Zümer Sûresi 31. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Müminûn suresinin 84. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 84. Ayet Arapça: قُلْ لِمَنِ الْاَرْضُ وَمَنْ ف۪يهَٓا اِنْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَ Müm ...
Teğâbün sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 18 âyettir. İsmini, 9. âyette geçen ve “aldanma, aldatma, kar-zarar” mânasına gelen اَلتَّغَابُنُ (teğâbün) k ...
Müminûn suresinin 62. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 62. Ayet Arapça: ِ وَلَا نُكَلِّفُ نَفْسًا اِلَّا وُسْعَهَا وَلَدَيْنَا كِتَابٌ يَنْطِ ...
Müminûn suresinin 53. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 53. Ayet Arapça: ِ فَتَقَطَّعُٓوا اَمْرَهُمْ بَيْنَهُمْ زُبُرًاۜ كُلُّ حِزْبٍ بِمَا لَ ...
Yâsîn sûresi, Mekke’de nâzil olmuştur. 83 âyettir. İsmini birinci âyette geçen يٰسٓ (Yâsîn) kelimesinden alır. Resmî sıralamada 36, iniş sırasına gör ...
Müminûn suresinin 29. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 29. Ayet Arapça: ِ وَقُلْ رَبِّ اَنْزِلْن۪ي مُنْزَلًا مُبَارَكًا وَاَنْتَ خَيْرُ الْمُ ...