# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَالَّذ۪ي جَٓاءَ بِالصِّدْقِ وَصَدَّقَ بِه۪ٓ اُو۬لٰٓئِكَ هُمُ الْمُتَّقُونَ | |
Türkçe Okunuşu * | Velleżî câe bi-ssidki ve saddeka bihi(ﻻ) ulâ-ike humu-lmuttekûn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Doğruyu getiren peygamber ile onu tasdik edenlere gelince, işte Allah’a karşı gelmekten ve her türlü fenâlıktan sakınanlar onlardır. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Doğruyu getiren ve onu tasdik edenler var ya, işte kötülükten sakınanlar onlardır. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Gerçeği getiren ve onu doğrulayanlar, işte onlar, Allah'a karşı gelmekten sakınmış olanlardır. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Dosdoğru Kur’an’ı getiren ile onu tasdik edenler var ya, işte onlar Allah’a karşı gelmekten sakınanlardır. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Doğruyu getiren ve onu tasdik edene gelince, işte onlar kötülükten korunan müttakilerdir. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Doğruyu getiren ve onu tasdık eden ise işte onlar korunan müttekıyler |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Sıdk (-u hakıykat) ı getirene ve onu tasdıyk edenlere (mü'minlere) gelince: İşte onlar takvâye erenlerin ta kendileridir. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Doğruyu getirene (peygambere) ve onu tasdîk edene gelince; işte onlar gerçekten takvâ sâhibleridir. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Doğruyu (Kur'an'ı) getiren (Hz. Peygamber s.a.s.) ve O'nu tasdik eden (müminler) ise, işte bunlar takva sahibi kimselerdir. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | O zât ki, doğruyu ve onu tasdik ettiler, işte muttakîler olan, onlardırlar. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Hakkı getiren ile onu doğrulayanlar ise, kötülüklerden korunmuş olanlardır. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | And he who brings the Truth and he who confirms (and supports) it - such are the men who do right. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Zümer Sûresi 33. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Kur’an’da şöyle buyrulur: رَبَّنَا اغْفِرْ ل۪ي وَلِوَالِدَيَّ وَلِلْمُؤْمِن۪ينَ يَوْمَ يَقُومُ الْحِسَابُ۟ “Rabbimiz, hesabın yapılacağı gün, beni ...
Âyet-i kerîmede buyrulur: “Andolsun ki Biz, öğüt alsınlar diye, bu Kur’ân’da insanlara her türlü misâli verdik.” (ez-Zümer, 27) Yine Cenâb-ı Hak âye ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: قُلْ لِعِبَادِيَ الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا يُق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَيُنْفِقُوا مِمَّا رَزَقْنَاهُمْ سِرًّا وَعَلَانِيَةً مِنْ قَبْل ...
Âyet-i kerîmede buyrulur: “…Kur’ân’ı tâne tâne oku.” (el-Müzzemmil, 4) KUR’AN’I YÜZÜNDEN DOĞRU BİR ŞEKİLDE OKUMAK Hadîs-i şerîfte de Kur’ân’ı güzel ...
Ahzâb Suresi 70. Ayetinin Arapçası: يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا اتَّقُوا اللّٰهَ وَقُولُوا قَوْلًا سَد۪يدًاۙ Ahzâb Suresi 70. Ayetinin Meali ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: اَلَمْ تَرَ كَيْفَ ضَرَبَ اللّٰهُ مَثَلًا كَلِمَةً طَيِّبَةً كَشَجَرَةٍ طَيِّبَةٍ اَصْلُهَا ثَابِتٌ وَفَرْعُهَا فِي السَّم ...