# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | كَذَّبَ الَّذ۪ينَ مِنْ قَبْلِهِمْ فَاَتٰيهُمُ الْعَذَابُ مِنْ حَيْثُ لَا يَشْعُرُونَ | |
Türkçe Okunuşu * | Keżżebe-lleżîne min kablihim feetâhumu-l’ażâbu min hayśu lâ yeş’urûn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Onlardan öncekiler de peygamberleri yalanlamışlardı. Bu yüzden hak ettikleri azap, hiç farkına varmadıkları bir yerden tepelerine patlayıverdi. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Onlardan öncekiler (peygamberleri) yalanladılar da farkına varmadıkları bir yerden onlara azap çattı. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Onlardan öncekiler de peygamberleri yalanlamışlardı da farkına varmadıkları yerden onlara bir azap çatmıştı. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Onlardan öncekiler de yalanladılar ve azap kendilerine farkına varamadıkları bir yerden geldi. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Onlardan öncekiler de yalanladılar da kendilerine, hatırlarına gelmez yönden azab geliverdi. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Onlardan evvelkileri tekzib ettiler, ettiler de kendilerine hatırlarına gelmez cihetten azâb geliverdi |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Onlardan evvelkiler de (peygamberlerini) tekzîb etdiler de hatırlarına gelmeyecek bir cihetden kendilerine azâb gelib çatıverdi. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Onlardan öncekiler (peygamberlerini) yalanladı da hatırlarına gelmeyen bir yerden azab kendilerine geliverdi. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | (Ey Rasûlüm, senin) o kavminden evvelkiler de peygamberlerini yalanladılar. Bunun üzerine ummadıkları bir yerden kendilerine azab iniverdi. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Onlardan evvelkiler tekzîp ettiler, sonra onlara azap hiç hatırlarına gelmeyen bir cihetten geliverdi. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Onlardan öncekiler de peygamberlerini yalanlamışlardı. Sonra azap onlara hiç farkında olmadıkları taraftan geliverdi. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Those before them (also) rejected (revelation), and so the Punishment came to them from directions they did not perceive. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Zümer Sûresi 25. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
YAPMAKTA OLDUĞU İYİLİĞİ DEVAM ETTİRMEKLE İLGİLİ ÂYETLER “Bir toplum inanç ve davranışlarını değiştirmedikçe, Allah da onların durumunu değiştirme ...
Müminûn suresinin 84. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 84. Ayet Arapça: قُلْ لِمَنِ الْاَرْضُ وَمَنْ ف۪يهَٓا اِنْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَ Müm ...
Teğâbün sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 18 âyettir. İsmini, 9. âyette geçen ve “aldanma, aldatma, kar-zarar” mânasına gelen اَلتَّغَابُنُ (teğâbün) k ...
Müminûn suresinin 62. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 62. Ayet Arapça: ِ وَلَا نُكَلِّفُ نَفْسًا اِلَّا وُسْعَهَا وَلَدَيْنَا كِتَابٌ يَنْطِ ...
Müminûn suresinin 53. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 53. Ayet Arapça: ِ فَتَقَطَّعُٓوا اَمْرَهُمْ بَيْنَهُمْ زُبُرًاۜ كُلُّ حِزْبٍ بِمَا لَ ...
Yâsîn sûresi, Mekke’de nâzil olmuştur. 83 âyettir. İsmini birinci âyette geçen يٰسٓ (Yâsîn) kelimesinden alır. Resmî sıralamada 36, iniş sırasına gör ...