# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | فَقُلْتُ اسْتَغْفِرُوا رَبَّكُمْ اِنَّهُ كَانَ غَفَّارًاۙ | |
Türkçe Okunuşu * | Fekultu-staġfirû rabbekum innehu kâne ġaffârâ(n) | |
1. | Ömer Çelik Meali | “Onlara dedim ki: «Rabbinizden bağışlanma dileyin! Çünkü O, günahları çokça bağışlayıcıdır.» |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Dedim ki: Rabbinizden mağfiret dileyin; çünkü O çok bağışlayıcıdır. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | 10,11. Dedim ki: "Rabbinizden bağışlanma dileyin; doğrusu O, çok bağışlayandır. Size gökten bol bol yağmur indirsin." |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | “Dedim ki: ‘Rabbinizden bağışlama dileyin; çünkü O, çok bağışlayıcıdır.’ |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | "Gelin, dedim, Rabbinizin sizi bağışlamasını isteyin. Çünkü o çok bağışlayıcıdır." |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Gelin dedim: rabbınızın mağfiretini isteyin, çünkü, o, mağfireti çok bir gaffardır |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | «Artık, dedim, Rabbinizden mağfiret dileyin. Çünkü O, çok yarlığayıcıdır». |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | “Hem 'Rabbinize istiğfâr edin (O'ndan mağfiret dileyin); çünki O, Gaffâr (çok bağışlayıcı)dır!' dedim.” |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Dedim ki: Gelin, Rabbinizin mağfiretini isteyin; çünkü O, Gaffâr'dır= mağfireti çok boldur. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Artık dedim ki, Rabinizden mağrifet dileyiniz, şüphe yok ki O, çok mağfiret buyurucudur.» |
11. | Ümit Şimşek Meali | “Onlara dedim ki: Rabbinizden af dileyin; çünkü O çok bağışlayıcıdır. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | "Saying, ´Ask forgiveness from your Lord; for He is Oft-Forgiving; |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Nuh Sûresi 10. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Müminûn suresinin 84. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 84. Ayet Arapça: قُلْ لِمَنِ الْاَرْضُ وَمَنْ ف۪يهَٓا اِنْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَ Müm ...
Teğâbün sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 18 âyettir. İsmini, 9. âyette geçen ve “aldanma, aldatma, kar-zarar” mânasına gelen اَلتَّغَابُنُ (teğâbün) k ...
Müminûn suresinin 62. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 62. Ayet Arapça: ِ وَلَا نُكَلِّفُ نَفْسًا اِلَّا وُسْعَهَا وَلَدَيْنَا كِتَابٌ يَنْطِ ...
Müminûn suresinin 53. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 53. Ayet Arapça: ِ فَتَقَطَّعُٓوا اَمْرَهُمْ بَيْنَهُمْ زُبُرًاۜ كُلُّ حِزْبٍ بِمَا لَ ...
Yâsîn sûresi, Mekke’de nâzil olmuştur. 83 âyettir. İsmini birinci âyette geçen يٰسٓ (Yâsîn) kelimesinden alır. Resmî sıralamada 36, iniş sırasına gör ...
Müminûn suresinin 29. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 29. Ayet Arapça: ِ وَقُلْ رَبِّ اَنْزِلْن۪ي مُنْزَلًا مُبَارَكًا وَاَنْتَ خَيْرُ الْمُ ...