# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | ثُمَّ اِنّ۪ٓي اَعْلَنْتُ لَهُمْ وَاَسْرَرْتُ لَهُمْ اِسْرَارًاۙ | |
Türkçe Okunuşu * | Śumme innî a’lentu lehum ve esrartu lehum isrârâ(n) | |
1. | Ömer Çelik Meali | “Kâh oldu onlara açıktan söyledim, kâh oldu gizliden gizliye, husûsî dâvette bulundum.” |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Sonra, onlarla hem açıktan açığa hem de gizli gizli konuştum. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | "Sonra onlara açıktan açığa, gizliden gizliye de söyledim." |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | “Sonra, onlarla hem açıktan açığa, hem de gizli gizli konuştum.” |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | "Sonra hem ilan ederek söyledim onlara, hem gizli gizli. " |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Sonra hem i'lâm ederek söyledim onlara hem gizli gizli söyledim |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | «Sonra da onları hem i'lân ederek da'vet etdim, hem kendilerine gizli gizli söyledim». |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | “Sonra doğrusu ben, onlara (hem) i'lân ettim, (hem) kendilerine gizli gizli de söyledim.” |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Sonra, hem ilân ederek onlara söyledim, hem gizliden gizliye söyledim onlara... |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | «Sonra şüphesiz ki, ben onlar için ilan ettim ve onlara gizliden gizliye de bildirdim. |
11. | Ümit Şimşek Meali | “Sonra hem açıkça, hem de gizliden gizliye çağırdım. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | "Further I have spoken to them in public and secretly in private, |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Nuh Sûresi 9. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...
Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...
En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...
En‘âm suresinin 59. ayetinde buyrulur: وَعِنْدَهُ مَفَاتِحُ الْغَيْبِ لَا يَعْلَمُهَٓا اِلَّا هُوَۜ وَيَعْلَمُ مَا فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِۜ وَمَا ت ...